logo

ANKARA GÜNCEL SAĞLIK HABERLERİ (ARŞİV)

ANKARA GÜNCEL SAĞLIK HABERLERİ (ARŞİV)

ANKARA GÜNCEL SAĞLIK HABERLERİ (ARŞİV)

Benzin alırken depoyu ‘fulle’meyin!

Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Nazım Kaya, akaryakıt alırken depo sınırının aşılmamasını istedi. Nazım Kaya, birçok akaryakıt istasyonunda görevlilerin tüketici ”depoyu fulle” dediğinde, sattığı ürünün miktarını ve cirosunu artırmak için depoyu taşırdıklarını öne sürdü.

Bu yönde son aylarda birliğe çok sayıda şikayetin gelmeye başladığını belirten Kaya, şöyle konuştu: ”Sürücüler, depo dolup pompanın otomatik sistemle akışını durdurduktan sonra alıma kesinlikle son vermeli. Aksi takdirde görevliler tarafından taşırılan yakıt, kaporta ile depo kapağı arasında bulunan tahliye borusuyla aracın altına akıyor. Böylece sürücünün parasını ödediği yakıt, akıp boşa gidiyor. Pompanın tık sesini duyduktun sonra alınan yakıt tahliye borusu ile dışarı atıldığından tüketici kullanmadığı yakıtın bedelini ödeyerek mağdur ediliyor.”

DÜNYANIN EN PAHALI YAKITI

Kaya, bu durumun tüketiciye getirdiği ek maliyetin yanı sıra yakıtın depodan taşarak yola akmasıyla trafik kazalarına da davetiye çıkardığını öne sürdü. Türkiye’nin dünyanın en pahalı akaryakıtını kullandığını iddia eden Kaya, ”Bu nedenle tüketicilerden, kullanamayacakları yakıta bedel ödememeleri için akaryakıt istasyonlarındaki görevlilere tam anlamıyla güven duymamaları gerektiğini belirtiyoruz” diye konuştu.

Nazım Kaya, bu şekilde çalışma yapan istasyonların, dağıtıcı firmalara ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na (EPDK) şikayet edilmesi halinde gerekli cezai yaptırımların uygulanabileceğini ifade ederek, ayrıca fazladan alınan yakıtın taşması sonucu trafik kazasına neden olması durumunda istasyon ve dağıtıcı firma hakkında tazminat davası açılabileceğini bildirdi.

Kaya, bunlara gerek kalmadan istasyon yetkileri ve dağıtım firmalarının pompadaki görevlilerini uyarmalarını da istedi.

*

BUNLAR HAYAT KURTARIYOR

Doğal ve içerdiği şifalı maddeler sebebiyle, aşağıda sayılan hafif rahatsızlıklarda etkili sonuç veriyor.

SOĞUK ALGINLIĞI

Yassı bir kabın içine eşit miktarlarda su ve elma sirkesi koyup, buharlaşmaya başlayıncaya kadar ısıtın. Isıttığınız bu kabın üzerine başınızı eğin. Kulak ağrılarında başınızı yanlamasına tutun. Buharın dışarıya kaçmaması için, başınızın üzerini bir havluyla örtün. Sirke buharını burundan derin derin teneffüs edin. Azamî beş dakika buhar teneffüsü yapın. Bu sirke buharı soluması, baş ve kulak ağrılarına, nezle veya burun tıkanıklığına iyi geliyor.

GÖZLER

Gözleriniz, okurken veya bilgisayar monitörü önünde çabuk yoruluyor mu? Açık ışığa karşı hassas mısınız? Her sabah alacağınız elma sirkesi- bal karışımı, size A vitamini ve provitamin takviyesi sağlayacak.

GAZ VE KABIZLIK

Gaz çoğu kez, midenizi bozduğunuzda oluşur. Bağırsaklardaki kuvvetli gaz oluşumu ise sindirim organlarındaki bir arızaya işaret edebilir. Günde birkaç kez içinde iki çay kaşığı elma sirkesi bulunan bir bardak su içiniz. İçinde elma sirkesi ve biraz tuz bulunan ılık ayak banyosundan da iyi sonuçlar elde edilmiştir.

KADIN HASTALIKLARI:

Kadınların belli günlerdeki ağrılarını dindirmek için, sirkeden faydalanabilirsiniz.

HAMİLELİK BULANTISI

Sabahleyin kahvaltıdan biraz önce alınan içinde bir çay kaşığı elma sirkesi bulunan bir bardak su, sabah bulantısını gideriyor.

EKLEM AĞRILARI

Mineral-püresi: Yarım greyrfrut, 1 portakal, 1limon, 2 kereviz sapını küçük küçük doğrayarak 4 bardak su ilâve edip bir saat kaynatın. Daha sonra malzemeyi süzgeçten geçirip 2 çay kaşığı elma sirkesi ve 1 çay kaşığı İngiliz tuzu ilâve edin. Sabah akşam bir yemek kaşığı, bu püreyi bir bardak su ile için.

YAŞLILIK ŞİKAYETLERİ

Kalp ve sinirleri güçlendirmek için düzenli olarak elma sirkesi-bal karışımı alınması tavsiye ediliyor.

BAŞ AĞRISI

Alnınızı ve şakaklarınızı biraz elma sirkesiyle ovarak çoğu kez hafif baş ağrısından kurtulabilirsiniz. Şikâyetler geçmezse, soğuk algınlığı için tavsiye ettiğimiz sirke buhar banyosunu deneyebilirsiniz.

MİDE ŞİKÂYETLERİ

Bir kaşık elma sirkesini bir bardak suyla karıştırın. İlk bardağı, 5 dakikada bir çay kaşığı alın. İkinci bardakta dozu ikişer çay kaşığına yükseltin. Üçüncü bardaktan 15 dakikada bir yudum alın.

BAKTERİLERE KARŞI

Bir yemeğin veya bir meşrubatın bakteri taşıyabileceği endişeniz varsa, ihtiyaten içinde iki çay kaşığı elma sirkesi bulunan bir bardak suyu içiniz.

 

*

ÇUBUK UN SAĞLIK VERİLERİ AÇIKLANDI

  Çubuk ta geçen yıla ait veriler Çubuk İlçe Sağlık Grup Başkanlığınca açıklandı.

Çubuk ta geçen yıl 1253 bebek dünyaya gelirken 156 kişi öldü.

İlçe Sağlık Grup Başkanlığı verilerine göre, geçen yıl 1197 kişi evlilik raporu alırken, aynı yıl içerisinde 1253 bebek dünyaya geldi.

Çubuk ta 156 kişi de çeşitli sebeplerden dolayı hayatını kaybetti. Hayatını kaybedenlerin 79 u erkek, 77 si de kadın, 8 i 0-1 yaş arasında bebek, 118 i de 65 yaş üzerinde gerçekleşti.

Geçen yıl sağlık ocaklarında 157 bin 442 hasta muayene edilirken, 1473 hasta da hastanelere sevk edildi, 10 bin 422 kişiye Aile Planlaması hakkında ücretsiz bilgi verildi, malzeme dağıtımı yapıldı.

Okullarda yıl boyunca 9 bin 943 öğrenci, sağlık taramasından geçirildi. Aynı yıl kçtü alışkanlıklarla mücadele kapsamında da 9 kişi, ANATEM de tedavi edilirken, 9 hastanın da ruh sağlığı konusunda tedavileri yapıldı. Yaklaşık 100 bine yakın nüfusu olan Çubuk ta halk arasında “Domuz Gribi” olarak bilinen H1N1 virüsü için 902 kişi aşı yaptırdı.

 

*

HAYASAD TAN TAM DESTEK

  HAYASAD (Hasta ve Hasta Yakınlarını Savunma Derneği) Tam Gün Çalışma Yasasına destek verdi.

Hasta ve Hasta Yakını Haklarını Savunma Derneği (HAYASAD) Genel Başkanı Ahmet Tandoğan, “Sağlık hizmeti için halkın yüksek ücretler ödemesinin ve hastaların ve yakınlarının hastane kapılarında beklemelerinin sosyal devlet anlayışı ile bağdaşmadığının bilincinde olan HAYASAD Derneği olarak Tam Gün Çalışma Yasasına destek veriyoruz” dedi.

Tam gün yasası ile en kutsal insan haklarından olan temel hasta ve hasta yakını haklarının demokratik toplumlarda olduğu gibi uygulanabilirliğinin gösterileceğini ifade eden Tandoğan, tüm sağlık hizmetlerinin ücretsiz olması, herkese verilmesi ve bunun devlet eliyle yapılmasının devletin görevleri arasında yer aldığını vurguladı.

Yaptığı açıklamada Tandoğan, şunları kaydetti: “Bizler, tüm dünyadaki ve ülkemizdeki insanların, mesleği ve sosyal statüsü ne olursa olsun mutlaka ama mutlaka potansiyel bir hasta veya hasta yakını olabileceğini düşünerek tüm meslek odalarını, sivil toplum örgütlerini, sendikaları ve halkımızı bu yasaya destek vermeye çağırıyoruz. Bizler halkımızın kıskıvrak yakalandığı, muayenehane, hasta, hastane, para kıskacından kurtarılması gerektiğini düşünüyoruz. Sağlık hakkının insan hakkı olduğunun bilincinde olarak, sağlık hizmetinin sosyal devletin sorumlulukları arasında olduğunu söylerken, bu tür adaletsizliklere sessiz kalmamız elbette düşünülemez” diye konuştu.

HAYASAD Tam Gün Yasası”na tam destek olurken bazı uyarılarda da bulunmayı ihmal etmeyecek diyen Genel Başkan Ahmet Tandoğan; “Hizmetler, kesintisiz, kaliteli, ücretsiz ve hak ihlallerini önleyecek nitelikte olmalıdır. Hizmetin ücretsiz olması, kalitenin düşürülmesi şeklinde yorumlanmamalı. Hasta ve hasta yakınları olarak bizler daha iyi bir hizmet için yapılacak her türlü iyileştirmenin her zaman yanındayız. Halkımız için istediklerimizi sağlık çalışanlarımız içinde talep ediyoruz elbette. Tam gün yasası ile sağlık hizmetinin bir ekip hizmeti olduğu gerçeği doğrultusunda, özlük hakları ve çalışma şartları mutlak surette iyileştirilmelidir. Tam gün çalışmayla birlikte, tüm sağlık kuruluşlarında görev yapan sağlık personelin mesleki risklere karşı sigortalı olması ve sigorta bedellerinin döner sermaye gelirlerinden karşılanmasını öneriyoruz. Hasta ve hasta yakını Tam Gün Yasası ile kaliteli ve doğru hizmet bekliyor. Bu hizmeti verecek olan, sorunları çözülmüş sağlık çalışanları olacaktır” dedi.

Sağlık Bakanlığı verilerine göre, hekimlerin yüzde 74″ünün yasa çıkmadan tam gün uygulamasına geçtiklerini de belirten Tandoğan; “Sağlık-Sen”in Kasım ayında yaptığı kamuoyu araştırmasına göre de hekimlerin yüzde 61″i bu uygulamanın sağlık sistemi için iyi bir uygulama olacağını düşündüler. Bizler de Hasta ve Hasta Yakını Haklarını Savunma Derneği (HAYASAD) olarak Tam Gün yasasının çıkmasını tüm gücümüzle destekliyoruz” dedi.

 

*

YENİMAHALLE DE GDO’YA SAVAŞ

  Ankara-Yenimahalle İlçesi’nde Genetiği Değiştirilmiş Organizmalara (GDO) savaş açıldı. 

Yenimahalle Belediyesi ve Ankara Üniversitesi el ele vererek, doğal ürünleri halkla buluşturuyor. Belediye-Üniversite işbirliği ile tamamen doğal ürünlerin satıldığı ve vatandaşların bilgi alabileceği Doğal Çiftlik Ürünleri Bilgi ve Satış Merkezi açıldı. Çayyolu’nda hizmete giren merkezin açılışına Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar, Başkan Vekili Başar Bal, Tarım İl Müdürü Rüknettin Ceyhun, Ankara Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Cemal Taluğ, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Ahmet Çolak ile Yenimahalleliler katıldı.

BİLİNÇLİ TOPLUMA TEŞVİK

Önceliklerinin sağlık, eğitim ve huzur ortamı yaratmak olduğunu belirten Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar “Sağlıklı insan sağlıklı bir çevre ve sağlıklı beslenme ile olur. Geleceğimiz olan çocuklarımızı korumak hem de kendi sağlığımızı korumak için bilinçli bir toplum olmalıyız. Açmış olduğumuz merkez, sadece satış yapılacak bir yer değildir. Aynı zaman da tüm vatandaşlarımız için bir okul niteliğindedir. Doğal ürünlerde hayatımızın önemli bir unsuru haline gelmelidir. Yenimahalleliler bilinçli tüketici olacak ve ne aldığını, ne yediğini bilecekler. Üniversiteler, kamu ve yerel yönetimler el ele vererek en iyi projelere imza atacağız” diye konuştu.

Bir sonraki adımlarının Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nden alınacak olan doğal meyve fidanlarının köylülere verilmesi olduğunun altını çizen Yaşar, “Türkiye’nin tarım ülkesi olması hepimiz için bir avantajdır Köylülerimiz tekrar üretime teşvik edilmelidir. Bizler ilk adımı meyve bahçeleriyle atacağız. Her yıl da bu fidanlara yenilerini ekleyeceğiz” dedi.

BİLGİLENDİRME TOPLANTILARI DÜZENLENECEK

Yerel yönetimlerle işbirliği yaparak güzel projelere imza atmanın mutluluk verici olduğunu belirten Ankara Üniversitesi Rektörü Cemal Taluğ, “Bu projeyi Fethi Yaşar’ın isteği, daveti ve teşviki ile hayata geçiriyoruz. Burada sadece satış yapılmayacak. Vatandaşlarımız istediği sürece burada toplantılar düzenlenecek. Göreve geldiğinden bu yana bizlerle birlikte hareket eden Belediye Başkanımız Fethi Yaşar’a teşekkür ediyorum” diye konuştu.

İlaçsız doğal ortamda yetiştirilen ürünlerin halkla buluşacağı Bilgi ve Satış Merkezini açmaktan mutluluk duyduğunu belirten Tarım İl Müdürü Rüknettin Ceyhun ise, “Üretilmesinden satışına kadar itinalı bir çalışma olan doğal ürünler zararlı hiçbir madde kullanılmadan yapılıyor. Bu organik ürünler herkese şifa olsun” dedi.

 

*

ÇUBUK’TA 2489 KİŞİ H1N1GRİBİ ŞÜPHESİ

  Çubuk Devlet Hastanesine Açılan Gribal Enfeksiyon Polikliniğine Bir Ayda 2489 Kişi Müracaat Etti.

 Halil Şıvgın Çubuk Devlet Hastanesine açılan gribal enfeksiyon polikliniğine bir ayda 2489 kişi H1N1gribi şüphesiyle müracaat etti.

      Alınan bilgiye göre, 03.11.2009 tarihinde hizmete giren ve 24 saat görev yapan Gribal Enfeksiyon Polikliniğine, halk arasında domuz gribi olarak bilinen H1N1 virüsü şüphesiyle o tarihten bu güne kadar 2489 kişi müracaat etti. Aynı tarihler arasında tüm polikliniklere 29267 kişi müracaat ederken grip şüphesi ile müracaat edenler bu sayının yüzde 8.5’ini oluşturuyor. Bu güne kadar H1N1 virüsünden dolayı Çubuk’ta ağır hasta veya ölüm olayı yaşanmazken, hastaların büyük çoğunluğu ayakta tedavi edildi.

 

*

DOMUZ GRİBİ KONTROL ALTINA ALINACAK

  Domuz gribi virüsünün genellikle zayıf bünyeleri seçtiği ve başlayacak aşı çalışmalarıyla domuz gribinin kontrol altına alınacağı belirtildi.

Domuz gribi olarak bilinen H1N1 virüsünün öldürücü gücünün çok zayıf olduğunu belirten Ankara nın Çubuk İlçesi ndeki Halil Şıvgın Devlet Hastanesi Başhekimi Dr. Ziya Albayrak, “Ancak bu virüs, hızla yayılır. Genellikle çocuklara, gençlere, hamilelere, şeker ve kalp hastalarına musallat olur. Bu virüs genellikle zayıf bünyeleri seçiyor. Önümüzdeki günlerde başlayacak aşı çalışmaları ile domuz gribinin kontrol altına alınacağına inanıyorum” dedi.

 Başhekim Ziya Albayrak, “Domuz gribi konusunda yaşanan paniğin gerçek nedeni, hızlı hareket eden virüsün, ağır hareket eden ölümcül kuş gribi virüsünün birleşmesi bir melez virüsün ortaya çıkabileceği düşüncesinden kaynaklanmaktadır” dedi.

Çok hızlı yayılan Domuz gribi salgınına karşı hijyenik tedbirlerin yanı sıra mutlaka aşı olunması gerektiğini de belirten Başhekim Albayrak, “Dünyada birçok ülkede Domuz gribi salgınına karşı kullanılan aşıların, Hıfzıssıhha da yapılan tetkikler sonrası olumlu sonuçlar verdiği ortaya çıkmıştır. Salgın için ölü aşı tabiri ile anılan aşının tercih edilmesi de ülke ekonomisine bağlı olarak gündeme gelmektedir. Domuz gribine karşı Amerika da kullanılan canlı aşının fiyatı, neredeyse ölü aşı fiyatının on katıdır” dedi.

 

*

HAYASAD’DAN H1N1 VİRÜSÜ HAKKINDA UYARI

  HAYASAD Başkanı Tandoğan: H1n1 Virüsü Hakkında İnanılmaz Bilgi Kirliliği Var” dedi.

           Hasta ve Hasta Yakını Haklarını Savunma Derneği (HAYASAD) Genel Başkanı Ahmet Tandoğan, halk arasında domuz gribi olarak bilinen H1N1 virüsü hakkında inanılmaz bir bilgi kirliliği olduğuna dikkat çekerek hasta ve hasta yakınlarını uyardı.

          Konu ile ilgili açıklama yapan Tandoğan, ’’Domuz gribi, şu an ülkemizi kelimenin tam anlamıyla çepeçevre sarmış durumda. Her gün bu hastalığa yakalananlar konusunda bizleri derinden yaralayan haberler almaktayız. Dolayısı ile de her önüne gelen bu hastalıkla ilgili bir şeyler söylemeye başladı. Vatandaşlar arasında bilen de bilmeyende, konusunda uzaman olanda olmayanda bir şeyler söyler duruma geldi.  Bilgi kirliliğinden vatandaşlarımız gereksiz yere panik yapmaya başladı. Bu durumdan yararlanmaya çalışacak art niyetli insanlarda olabilir’’dedi.

            Yetkisiz ağızların açıklamalarına itibar edilmemesini isteyen Tandoğan, bu konuda sadece Sağlık Bakanlığı yetkililerine kulak verilmesinin altını çizdi. Tandoğan, ’’Halkımızdan ricamız sadece konunun uzmanı hekimlerimizin ve Sağlık Bakanlığı yetkililerinin seslerine kulak vermeleridir.  Her konuda olduğu gibi bu konuda da inanılmaz bir bilgi kirliliği var. Neyin doğru neyin yanlış olduğu konusunda ciddi tereddütler yaşanmaktadır. Bu tereddütler ancak Sağlık Bakanlığının resmi açıklamaları ve Uzman Hekimlerimizin tavsiyeleri ile aşılacaktır. Türk insanının bu badireyi de en kısa zamanda atlatacağına inanıyoruz’’ şeklinde konuştu.

 

*

DÜNYA HASTA HAKLARI GÜNÜ KUTLANDI

  Merkezi Ankara olan HAYASAD (Hasta ve Hasta Yakınları  Haklarını Savunma Derneği) Genel Başkanı Ahmet Tandoğan, Dünya Hasta Hakları Günü dolayısı ile hastaları ziyaret ederek karanfil dağıtarak, birde mesaj yayınladı. 

Çubuk Halil Şıvgın Devlet Hastanesinde Hastane Müdür Yardımcısı Özgün Koç ve Hemşire Hatice Göçmen ile birlikte yatan hastaları ve yakınlarını ziyaret ederek onlara karanfil dağıtan HAYASAD Genel Başkanı Ahmet Tandoğan, günün anlam ve önemi nedeniyle bir çok hastanedeki  hastaları ziyaret ederek sorunları ile ilgilenip karanfiller dağıttıklarını söyledi. Yapılan ziyaretlerle bir nebzede olsa hastaların ve hasta yakınlarının acılarını hafifletmek istediklerini ifade eden Tandoğan, ’’Bundan sonrada hastalarımıza olan ziyaretlerimiz sık sık devam edecek ve böylelikle her türlü problemlerinde yanlarında olduğumuzu hissedeceklerdir’’dedi.

Daha sonra HAYASAD Genel Başkanı Tandoğan, yayınladığı mesajda, ’’Bizler, kuruluş amacımıza uygun olarak, dil, din, ırk , mezhep farkı gözetmeksizin bütün hasta ve hasta yakınlarının her konuda yanlarında olduğumuzu bilmelerini isteriz’’dedi

ZENGİN VE FAKİR AYRIMI YAPMADAN HER VATANDAŞA  AYNI HİZMET

İnsanca yaşamanın ve bütün sağlık imkânlarından faydalanmanın her hastanın en tabi, en kutsal hakkı olduğuna inandıklarını ifade eden Tandoğan, ’’Zengin ve fakir ayrımı gözetmeksizin her hastamız her türlü imkandan en üst düzeyde faydalanmalıdır. Özel veya resmi bütün sağlık kuruluşlarımız, bütün hastalarımıza eşit imkan eşit fırsat tanımalıdır’’ şeklinde belirtti. 

HASTALARIN FİZİKSEL VE RUHSAL DURUMLARI, HASSASİYETLERİ GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURULMALI

Hastaların fiziksel ve ruhsal durumlarının göz önünde bulundurulması gerektiğinin altını çizen HAYASAD Genel Başkanı Tandoğan, ’’Fedakar ve cefakar çok büyük özveri ile çalışan, bütün sağlık personelinden ricamız, hastalarımızın fiziksel ve ruhsal durumlarını, hassasiyetlerini göz önünde bulundurarak, daha yakın daha sıcak daha içten onlara her konuda yardımcı olabilecek şekilde davranmalarıdır’’ dedi 

HAYASAD HUKUK BİROSU HASTA HAKLARINI KORUMAK İÇİN HAZIR

Hiçbir hastanın haklarının mağdur olmamasını istediklerini söyleyen Tandoğan, Hasta haklarına gösterilen hassasiyetten dolayı  çalışmalarına başlamış olan hukuk bürosunun bütün hastaların ve hasta yakınlarının haklarını koruma konusunda ücretsiz hizmet verdiğini sözlerine ekledi.

 

*

ÖZEL POLİKLİNİKLERİN KAPATILMASI KİMLERE YARAYACAK?

  Şuayip YAMAN

Emekli Sandığı, SSK ve Bağ-Kur hak sahibi veya emeklileri ile  (Sosyal Güvenlik Kurumu) SGK’nın 15 Haziran 2009’dan itibaren sözleşme yapmayacak ve mevcut Emekli Sandığı sözleşmelerinin de bitecek olması nedeniyle, özel polikliniklerde şimdilerde kapanma hazırlıkları yapılmaktadır.

Feshedilme gerekçesinde; “Sağlık Bakanlığı’na bağlı sağlık hizmet sunucularınca verilecek sağlık hizmetlerinin Kurumumuz (Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı) ile Sağlık Bakanlığı arasında” Götürü Bedel üzerinden Sağlık Hizmeti Alım Sözleşmesi” ile sağlanması uygulamasına geçilmesi neticesinde 1. Basamak sağlık hizmetlerinin bu çerçevede Sağlık Bakanlığı’nca sağlanacak olması, Aile Hekimliği uygulamalarının yaygınlaştırılması ve sevk zinciri uygulamasına geçilecek olması nedeniyle, birinci basamak sağlık hizmet sunucularınca verilen sağlık hizmetlerine ilişkin yeni düzenlemeye gidilmesine karar verildiği, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Genel Sağlık Sigortası Genel Müdürlüğü Sağlık Hizmeti Sözleşme ve Ödemeleri Daire Başkanlığı’nın 24.04.2009 tarih ve 5239539 sayılı yazılarında belirtilerek özel polikliniklerle imzalanan sözleşmelerin 15.06.2009 tarihi itibariyle feshedilmesi istenilmektedir.

Oysa feshedilme gerekçelerinin hiçbiri bugün uygulamada değil..Örneğin, röntgensiz ve labarotuarsız aile hekimliği uygulaması dünyanın neresinde görülmüştür?

            Polikliniklerin vatandaşa sağlık hizmeti vermekten başka bir amaçları yok. Aynı zamanda sağlık ocaklarına ve hastanelere de bir zararları yok. Üstelik devlete de vergi vermektedirler. Bilakis faydaları var.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın başarılı bir açılımı olan ve 2003 yılından bu yana çalışan memurlar ve emekliler kamu ve özel ayrımı olmaksızın tüm sağlık kuruluşundan yararlanmakta idi. Bu güne kadar sosyal güvenlik kurumlarının sağlık sisteminde yapmış olduğu olumlu çalışmaların bir devamı olarak özellikle evinin yanındaki özel poliklinikten sağlık hizmeti almanın her insanın doğal hakkı olmalıdır.

Özel polikliniklerin kapatılması ile hem milyarlarca yatırım boşa gidecek,  halen Türkiye genelinde 650 poliklinik bulunduğunu ve herbirinde de 10 kişinin çalıştığını düşünürsek 6500 çalışan işsiz kalacak (dolaysıyla 20 bin kişi açlığa mahkûm edilmiş olacak) ve hemde vatandaşın ekonomik (polikliniklerde muayene ücreti 10 lira iken, ikinci basamakta muayene ücreti 22 lira, ayrıca kamu hastanelerinde 3 lira özel tıp merkezlerinde ve hastanelerde 10 lira katılım payı öderken özel polikliniklerden bu katkı payı alınmamaktadır.  Ve yine vatandaşın bir o kadarda kaliteli sağlık hizmeti alması ortadan kalkacaktır.

Halkın sağlık hizmeti aldığı özel poliklinikler vatandaşın evinin yanında veya yakınında  (365 gün kesintisiz ve geç saatlere kadar) hizmet vermektedir. Bu insanların çoğunluğu da emekli veya yaşlı..

Poliklinikler kapandığı takdirde mesai saatleri dışında iğne, pansuman dahi yapılacak hiçbir yer kalmayacaktır.

Devletin hiçbir katkıda bulunmadığı tamamen özel sermaye tarafından yapılan ve milyarlarca liraya mal olan bu poliklinikler kapatıldığında harcanan milyarlar boşa mı gidecek?

Çalışanlarının akıbeti ne olacak?

Özel polikliniklerden sağlık hizmeti alıpta memnun olmayan bir tek insan gösterebilir misiniz?

Yaşadığımız ekonomik kriz ortamında birçok devlet istihdama gerekli desteği vermektedir. Bu güne kadar sosyal güvenlik kurumlarının, sağlık sisteminde ve dolaysıyla işsizlikle mücadelede yapılan olumlu adımlardan geri dönmemesi hem devletin ve hem de vatandaşın lehine olacaktır. Bu nedenle özel poliklinikler kapatılmamalı, aksine desteklenmeli ve teşvik edilmelidir.

Ayrıca özel polikliniklerin Sosyal Güvenlik Kurumu hizmet alımı sözleşmelerine dahil edilmesi, çalışanlarının da işine devam edebilmesi sosyal devlet anlayışının bir gereği olmalıdır.

Vekillerimiz ve yakınları yurtiçinde ve yurtdışında en kaliteli sağlık hizmetini en rahat ve en pahalı şekilde alırken ve bu harcamalar devlet bütçesinden ödenirken, vatandaşlara verilen sağlık hizmetlerinde kısıntılar yapmak ve birtakım zorluklar çıkarmak bizi yönetenlerin vicdanını hiç mi rahatsız etmez?

Anayasa’mızdaki “sosyal adalet ve eşitlik ilkesi” böyle mi uygulanıyor?

 

*

HASTA VE HASTA YAKINLARI HAKLARI

  Hayasad hakkında bilmek istedileriniz. Hayasad nedir?

  Ankara merkezli Hasta ve Hasta Yakını Haklarını Savunma Derneği (HAYASAD) Dernek Genel Başkanı Ahmet Tandoğan,  HAYASAD’ ın Sağlık Bakanlığı’nın istemi ile hasta ve hasta yakını haklarının tanıtılması, savunulması ve korunmasının sağlanması amacıyla gönüllü hekimler, işadamları, akademisyen, bürokrat ve hukukçular tarafından 2003 yılında kurulduğunu belirtti.

HAYASAD hakkında bilgi veren Dernek Başkanı Tandoğan, ilk yıllarda hasta hak ve sorumlulukları bilinci olmaması ve vatandaşların konuya ilgi göstermemesi nedeniyle kuruluş aşamasında değişik zorluklar ve maddi imkânsızlıklarla karşılaştıklarını söyledi.

Başkan Tandoğan, şunları kaydetti; “Önce zorluk çeksek de ilerleyen zaman sürecinde böyle bir derneğin varlığından ve hasta ve yakınlarında bir takım hakları bulunduğundan haberdar olan vatandaşlarımız derneğimize sahip çıktılar. 2003 yılında yedi kişi ile kurulan derneğimiz bu gün yüzlerce üyesi ile halkımıza hizmet etmektedir. Bu gün itibariyle kuruluş tüzüğü gereği tüm devlet hastanelerinde Hasta Hakları Kurullarına kurul üyesi gönderen, etik kurallarına bağlı hasta ve hasta yakınlarının bu güne değin ihlal edilmiş haklarını yetkili merciler nezdinde koruyan bir sivil toplum örgütü olarak yolumuza devam etmekteyiz. Yapılan çalışmalarımız neticesinde tüm sağlık çalışanlarına hasta ve hasta yakınlarının hak ve sorumlulukları bilinci yerleştirilmiş ve hasta yakınlarının, saygın hak ettikleri üstün hizmeti almaları sağlamıştır”dedi

Tandoğan, bu bilincin bu güne kadar yerleştirilip duyurulmasında emeği geçen sağlık çalışanlarına, üyelerine ve vatandaşlara şükranlarını sunduğunu söyledi.

 

 

*

GÜVEY FENERİ GAZİANTEP’TE YETİŞTİRİLİYOR

GÜNEY FENERİ PHYSALIS ALKEKENGI L. (Solanaceae-fam.)

Bulunduğu Yerler: Gölgelikli çalılıklar arasında ve seyrek ormanlarda, anlık ve bağlarda, genellikle daha sıcak yerlerde yetişir.

Yapısı: Köksap dallı, gövde 60 cm. kadar yüksek, dallı doğru, çok kıllı otsu bir bitkidir. Yukarıdaki yapraklar karşılıklı, iri düzensiz dişli veya bütün kenarlı, yumurta biçiminde, hafif kıllıdır. Çiçekler iri beyaz yeşilimsi beyaz bireyli olarak üst yaprakların koltuğunda bulunur. Çanak yaprakları kaynaşık, çan şeklinde, meyvelerin olgunlaşmasıyla, turuncu kavuğa dönüşür. Meyveler turuncu, yuvarlak, sulu, her kavuk kaidesinde birer adet bulunur. Nisan-Temmuz aylarında çiçek açar.

Kullanılan Kısımlar: Meyveler kullanılır. Meyveler olgunlaştıktan sonra eylül ayında toplanır. Gölgede veya 50 dereye ye kadar ısılı fırınlarda kurutulur. Kuru meyveler turuncu renkte, kokusuz ve ekşi tattadırlar. Rutubet payı %11’dir. Torbalarda paketlenir. Gölgede , kuru ve havadar binalarda muhafaza edilir.

Kimyevi Terkibi: Acılı fizalin (kırmızı rengi veren ), kırmızı boyama kriptotoksin ve zeaksantin, incelenmemiş bir alkoloidi organik asitler, vitamin C provitamin A, yağlı maddeler, şekerler, süt, elma, şarap asitleri vs. ihtiva eder.

Hangi Hastalıklarda Kullanılır: İdrar söktürücü (urat tuzları dışarı atmak kaydıyla), yaralarda et yetiştirici (epitelize) (örtü dokularının üremesini kuvvetlendirir), ağrıları rahatlaştırıcı te siri vardır. İdrar taşları hastalığı, romatizma, podagra (nikri-gut) illetine karşı kullanılır.

Güney feneri meyveleri Halk tababetince sarılık, istiska, zorluklu işeme, kemik şekilsizliği, irinli işeme, basurlar vs de kullanılmasını tavsiye edilir. Yaprakların haşlanmasından elde edilen mayi, sıtma ve malarya; diş ağrılarına karşı ağız çalkalamakta; sancılara karşı bitkinin bütününden yapılan lapa kullanılır. Meyveler yakılarak külü taze yağ ile karıştırılır. Liken ve deri sivilcelerine sürülür. Meyveler  veteriner hekimlikte domuzlarda kuşpalazı hastalığına karşı yemlere karıştırılarak verilir.

Kullanılışı: Meyvelerden 2 çorba kaşığı 0,5 lt. suda 5 dakika kaynatılır. Günde 4 defa yemekten evvel birer çay bardağı alınır.

Y. Türkmen

 

 

*

SİGARAYI BIRAKMA ÖNERİLERİ

  Giyim ve boğazından kesen Türk vatandaşı, sigara bağımlılığından bir türlü kurtulamıyor.

  19 Mayıs 2008 de yürürlüğe giren sigara içme yasağına rağmen 2007 yılına göre 404 bin adet fazla sigara içildiği tespit edildi.

Sigarayı bırakma önerileri

Tatile veya seyahate çıkarak rutin yaşamınızdan uzaklaşın.

Ödül alma, terfi etme, çocuğunuzun olması, iş başarısı gibi kendinizi daha güçlü hissettiğiniz dönemleri fırsat olarak değerlendirin. Sigarayı bıraktığınızı herkese açıklayıp onların desteğini alın. Sigara içme arzusu uyandıran arkadaş, iş, davranış ve durumlardan uzak durun.

Sigara içilen kahvehaneye, içkili yerlere gitmeyin. Sigara içme arzusu geldiğinde, bırakma nedenlerinizi tek tek hatırlayın. Kalkıp dolaşın, dış ortama çıkıp yürüyün, birkaç kez yavaş ve derin nefes alıp verin.

Asla bir taneden bir şey olmaz demeyin. Bir süre çay-kahve yerine soğuk içecekler deneyin. Boş kalmayın, kendinize hobi ya da meşguliyet bulun. Spora mutlaka zaman ayırın. Sakız, yeşil sebzeler, havuç gibi şeyler sigara arayışınızı engelleyebilir. Anahtarlık, kalem gibi küçük oyuncaklarla ellerinizi meşgul edebilirsiniz. Sigaraya ayırdığınız parayla kendinizi ya da sevdiklerinizi ödüllendirecek sürprizler yapın. Başkaları sigara teklif ettiğinde reddetme hakkınızı kullanın. Hayır diyebilme özgüvenine sahip olun. Onlara göre değil, kendi doğrularınıza göre yaşayın. Kendinize saygılı olun. Kimse için hayatınızı riske atmak zorunda değilsiniz.

Ruhsal bozukluk daha sık görülüyor

Depresyon, anksiyete bozuklukları gibi ruhsal sorunların sigara bağımlıları arasında görülme sıklığının daha yüksek olduğu belirtildi. Türkiye Psikiyatri Derneği Genel Başkanı Dr. Şeref Özer in verdiği bilgiye göre içme oranları, şizofrenlerde yüzde 90, bipolar (taşkınlık) bozukluk hastalarında yüzde 70, diğer psikiyatrik rahatsızlığı olanlarda yüzde 45-70 arasında. Hafif şiddette depresyon sigara içimini artırırken, düzenli sigara içenlerde depresyon oranı ve bununla bağlantılı intihar oranları içmeyenlere göre daha yüksek. Depresyonu olanların sigarayı bırakma oranları da içenlere göre daha düşük. Sigarayı bırakmak için yardım isteyenlerin yüzde 30 u da depresyon öyküsüne sahip.

Kadınlarda kemik erimesine yol açıyor

Sigaranın kadınlarda erken (5-6 yıl) menopoza ve kemik erimesine yol açtığı ortaya çıktı. Kalp krizinden akciğer kanserine kadar pek çok hastalığı tetiklediği tespit edildi. Erciyes Üniversitesi tarafından yapılan araştırmada sigara içen veya dumanına maruz kalan menopoza girmiş 30 bayan ile içmeyen ve dumana maruz kalmayan menopoza girmiş 30 bayan incelendi. Bulgulara göre kanser oluşumu, yaşlanma ve hücre ölümüne yol açan serbest radikaller , aktif ve pasif içici kadınlarda daha yüksek düzeyde. Doğum kontrol hapı kullanan kadınlar arasında sigara içenlerin kalp krizi geçirme riski 10 kat fazla. Tiryaki kadınların, erkeklere oranla akciğer kanserine yakalanma riski de 3 kat fazla.

En büyük küresel öldürücü hastalık

Prof. Dr. Tevfik Özlü, sigaranın küresel en öldürücü salgın hastalık olduğunu vurguladı. Özlü nün aktardığı bilgilere göre tüm zamansız ölümlerin yüzde 20 si sigaraya bağlı. Tiryakilerde kanserden ölüm oranı 15 – 25 kat daha yüksek. Ölüm hızı, içmeyenlere oranla iki kat fazla. Sigara kullananlar, ortalama 20-25 yıl daha erken hayatını kaybediyor. İçilen her sigara ömürden 12 dakika çalıyor. Bu zararlı alışkanlık, tiryakilerin yıllarca başkalarına bağımlı bir hayat yaşamalarına da yol açıyor. Akciğer, kalp ve beyin damar sistemi hastalıklarından kansere dünyada en sık görülen, en fazla öldüren, sakat bırakan ve en yüksek tedavi maliyetine yol açan 60 kadar hastalığın ana sebebi sigara.

Ö. Harman

 

*

KANSERE KARŞI DOMATES

  Uzmanlar kanseri önlemede üç kat daha etkili domates üretecek.

  Alata Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsünde gerçekleştirilen Hibrit Domates Geliştirme Projesi kapsamında kanseri önlemede 3 kat daha etkili domates üretilebileceği bildirildi.

Alata Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü Müdür Yardımcısı ve projenin yürütücüsü Dr. Davut Keleş, yaptığı açıklamada, İl Özel İdaresinin desteğiyle yaklaşık 4 yıl süren çalışma sonucunda, domateste yeni bir tür geliştirdiklerini söyledi.

Yeni türü geliştirirken gerek yurt içi, gerekse yurt dışından getirdikleri çeşitli materyaller üzerinde çalıştıklarını ifade eden Dr. Keleş, Çalışmalar sonrasında elde ettiğimiz ürün çeşitleri üzerinde yaptığımız incelemede, gerek C vitamini, gerekse antioksidan madde açısından değerleri 3 kat yüksek olan genotipler tespit ettik dedi.

Dr. Davut Keleş, bu genotipleri ticari olabilecek çeşitlere aktarma aşamasına geldiklerini belirterek, şunları kaydetti:

Daha önce elimizde böyle bir genotip yoktu. Yaptığımız çalışma ile yeni üretilecek domates için deyim yerindeyse binanın temelini attık ve kaba inşaatını tamamladık. Bundan sonraki aşamada ise iç rötuşlar ve dekorasyon var. Bu doğrultuda elde ettiğimiz antioksidan madde ve C vitamini değeri açısından yüksek olan genotipleri, geliştirdiğimiz yeni ürüne değişik ıslah yöntemlerini kullanıp, pazar değeri olan ürüne aktararak kansere karşı daha etkili domates üretmeyi hedefliyoruz.

Üretmeyi hedefledikleri domatesle ilgili bilimsel çalışmanın 3 yıl, üreticinin kullanacağı duruma getirmelerinin ise 2 yıl süreceğini anlatan Dr. Keleş, gerekli desteği bulmaları halinde 5 yıl sonunda kanseri önlemede daha etkili domatesleri piyasaya sürebileceklerini vurguladı.

-DOMATESİN KANSERİ ÖNLEMEDEKİ ETKİSİ-

Domates ile ilgili birçok araştırma ve çalışmanın yapıldığına işaret eden Dr. Davut Keleş, şunları kaydetti:

Domatese kırmızı rengini veren içindeki likopenin, çeşitli kanser risklerini önlediği ve sağlık sorunlarına karşı vücudun direncini artırdığı biliniyor. Domatesteki likopen, C vitamini ve antioksidan maddeler kansere karşı koruyucu etki gösteriyor. Domatesteki bu maddelerin miktarını artırdığımız zaman, vücudu da kansere karşı daha iyi korumuş olacağız.

 

*

HER YERDE, HER YAŞTA, HER MEVSİM SPOR…

  Yenimahalle Belediyesi, daha sağlıklı, mutlu, huzurlu ve üretken bir gelecek için, “Her yerde, her yaşta, her mevsim spor” parolası ile obeziteye karşı savaş açtı. 

  Yenimahalle Belediye Başkanı Ahmet Duyar, özellikle son yıllarda baş gösteren ve genç nesilleri tehdit eden Obezitenin önüne geçmek için beslenmenin olduğu kadar yapılacak egzersiz ve sporun da büyük önem teşkil ettiğini belirterek, bunun için tüm vatandaşların spora yönelmesi gerektiğini söyledi.

       Yenimahalle Belediyesi olarak, sağlıklı bir nesil yetişmesine katkı sunmak, vatandaşların yaşamlarını daha sağlıklı bir şekilde sürdürmelerine yardımcı olabilmek ve hareketsiz yaşama bağlı olarak giderek artan “Obezite”nin önüne geçmek amacıyla sportif çalışmalara büyük önem verdiklerini kaydeden Başkan Duyar, bu amaç doğrultusunda Yenimahalle’nin bir çok bölgesinde yaptıkları koşu yolları  ve fitness alanları, Ücretsiz Halı Sahalar,  Demetevler Cemre Spor Merkezi ve Batıkent Hacı Sabancı Kapalı Yüzme Havuzunun, vatandaşlara sağlıklı yaşamın kapılarını açtığını ifade etti.

Özellikle, Demetevler Cemre Spor Merkezi 7’sinden 70’ine tüm vatandaşlara sağlıklı yaşamın kapılarını açarak, bayanlara aletli jimnastik, step-aerobik, erkeklere yönelik ise uzak doğu sporlarını hizmete sunduğunu kaydeden Başkan Duyar, “Haftanın 7 günü bu kurslarımızdan dileyen tüm vatandaşlarımız yararlanabiliyorlar. Yine Batıkent Hacı Sabancı Kapalı Yüzme Havuzumuz, haftanın her günü sağlıklı bir yaşam için büyük önem teşkil eden yüzme sporunu vatandaşlarımızın hizmetine sunuyor.

Yaptığımız parklarda, önceliği koşu yollarına veriyor ve yapılan koşu yollarındaki bantların altlarına özel karışım beton atarak, üstlerine suni kauçuk ve plastik karışımı alanlar düzenleniyoruz. Parklarımıza yerleştirdiğimiz fitness aletleri ile vatandaşlarımız, koşularını, egzersizlerini daha sağlıklı bir ortam içerisinde gerçekleştirebiliyorlar” dedi.

Bunun yanı sıra, maddi imkânsızlıklar nedeniyle sportif etkinliklere katılamayan vatandaşlara ve öğrencilere de destek olduklarını belirten Başkan Ahmet Duyar, “Tüm vatandaşların yaz, kış demeden 4 mevsim yararlanabilecekleri spor merkezlerimiz ve yaz aylarında da öğrencilerimizin gelişimine katkı sağlamak amacıyla sunmuş olduğumuz sportif kurslarımızın yanı sıra Demetevler Cemre Spor Merkezimizde, Hacı Sabancı Kapalı Yüzme Havuzumuzda da sağlıklı yaşam kursları düzenliyoruz. Sağlıklı bir yaşam için bu kursların ve sportif aktivitelerin büyük önem taşıdığını biliyoruz. Uzman öğretmenler tarafından verilen dersler sonucunda vatandaşlarımızın daha sağlıklı bir yaşam sürdüreceklerine inanıyoruz. Her şey vatandaşımızın sağlığı için” diye konuştu.

 

*

UZUN YAŞAMAK İÇİN BUNLARI YE

  Bilim adamları ömrü uzatan gıdaların listesini yaptı

İngiltere’deki Leeds Üniversitesi gıda bilimi departmanından Profesör Garry Williamson, ömrü uzatan gıdalardan oluşan 20 maddelik bir liste hazırladı. Tamamı polifenol olarak bilinen doğal kimyasallar açısından zengin olan bu gıdaların, kalp krizine karşı koruma da dahil sağlığa birçok faydası bulunuyor. Meyve ve sebze ağırlıklı listede yer alan gıdalar yaşlanma sürecini yavaşlatıyor, hücreleri koruyor.

Ömrü uzatan gıdalar şunlar:

 “Elma, böğürtlen, siyah çay, yaban mersini, brokoli, kepek, kiraz, domates, kahve, kızılcık, siyah çikolata, yeşil çay, portakal, şeftali, erik, ahududu, kırmızı üzüm, kırmızı soğan, ıspanak, çilek.”

 

*

TÜRKİYE de TERMALLER DEVA OLUYOR

  Türkiye’nin dört bir yanında bulunan Termal tesisler, yerli yabancı birçok misafirine sağlık dağıtıyor.

  Önemli bir jeotermal kuşak üzerinde yer alan Türkiye, kaynak zenginliği ve potansiyeli açısından dünyada ilk yedi ülke arasına girmektedir. Sıcaklıkları 20ºC – 110ºC arasında debileri ise 2 – 500 l./ sn arasında değişebilen 1000 nin üzerinde kaynak bulunmaktadır. Bu kaynaklar üzerinde kurulan 200 den fazla nitelikli tesis şifa arayanları bekliyor.

Demir ve potasyum gibi mineraller yönünden son derece zengin olan termaller, geçmişten bu yana şifa dağıtmakta ve her şeyi ile doğal bir güzellik iksiri olmaya devam ediyor.

        İşte sağlık ve sıhhat bulabileceğiniz Türkiye’nin termal tesisleri

Termal Resort Oruçoğlu

Hotel/5 yıldız

Geren Mevkii İnaz Köyü Kütahya Yolu 14.Km. AFYON

http://www.orucoglu.com.tr

İkbal Termal Otel

Hotel/5 yıldız

Afyon-İzmir Karayolu 9.KM. AFYON

http://www.ikbal.com.tr

Cimcime Otel

Hotel/1 yıldız

Hastane Cad. No:25 Haymana/ANKARA

Asyafin

Hotel/4 yıldız

İsmetpaşa Mah. Ticaret meslek Lisesi Yanı Pk.20 Kızılcahamam/ANKARA

www.asyatermal.com.tr

Ab-ı Hayat Resort Otel

Hotel/3 yıldız

Kazım Karabekir Cad. No: 28 Pk. 06890 Kızılcahamam/ANKARA

www.ab-ihayat.com

Asya Pamukçu Termal

Hotel/4 yıldız

Pamukçu Köyü BALIKESİR

Entur Termal Tesis

Hotel/2 yıldız

Ilıcaalanı Mev. Bostancı Köyü Edremit BALIKESİR

Gönen Kaplıca Oteli

Hotel/4 yıldız

Kurtuluş Mah. Banyolar Cad. Gönen BALIKESİR

Bolu Termal Otel

Hotel/3 yıldız

Karacasu Mev. BOLU

www.bolutermalotel.com

Ada Palas Oteli

Hotel/2 yıldız

I.Murat Cad. 21 Çekirge Osmangazi BURSA

Büyük Yıldız 2 Oteli

Hotel/3 yıldız

Selvinaz Sok. No:1 Çekirge Osmangazi BURSA

Anatolia Otel

Hotel/4 yıldız

Çekirge Meydanı Zübeyde Hanım Cad. Osmangazi BURSA

Dilmen Otel

Hotel/4 yıldız

Çekirge Hamamlar Mev. 1. Murat Cad. No:20 Osmangazi BURSA

Çelik Palas Oteli

Hotel/5 yıldız

Çekirge Cad. No: 79 Osmangazi BURSA

www.celikpalasotel.com

Gönlüferah Oteli

Hotel/3 yıldız

I.Murat Cad. No.34 Çekirge Osmangazi BURSA

Kervansaray Termal Oteli

Hotel/5 yıldız

Çekirge Mah. Eski Kaplıca Sok. Osmangazi BURSA

www.kervansarayhotels.com

Denizli Richmond Otel

Hotel/4 yıldız

Kızılseki Mev. Karahayıt Köyü Pamukkale DENİZLİ

www.richmondhotels.com.tr

Lycus River Oteli

Hotel/4 yıldız

Tokattafi Mev. Karahayıt DENİZLİ

http://www.lycusriver.com

Pam Termal Oteli

Hotel/4 yıldız

Karahayıt Köyü Pamukkale DENİZLİ

http://www.pamhotel.com

Colossea Hotel Thermal

Hotel/5 yıldız

Tokattaş Mev. Karahayıt DENİZLİ

http://www.colossaehotel.com

Balçova Termal Turizm Tesisleri

Özel Tesis

Vali Hüseyin Öğütcen Cad. No:2 Balçova İZMİR

www.balcovatermal.com

Termal Princess Otel

Hotel/5 yıldız

Vali Hüseyin Öğütçen Cad.  Balçova İZMİR

www.izmirprincess.com.tr

 Otel Delmar

 Hotel/3 yıldız

 İzmir Cad. No.154 Ilıca Çeşme İZMİR

www.delmarhotel.com

 Otel Hora

 Hotel/3 yıldız

 Ilıca Mev. İzmir Cad. No:150 PTT Yanı Çeşme İZMİR

 Sheraton Çeşme Hotel Resort

 Hotel/5 yıldız

 Şifne Caddesi No:35 Ilıca Çeşme İZMİR

www.sheratoncesme.com

 Terme Kür Hotel ve Kaplıcaları

 Hotel/3 yıldız

 Terme Cad. No:132 KIRŞEHİR

http://www.termecity.com

 Tütav Termal Otel ve Kür Merkezi

 Hotel/4 yıldız

 Yoncalı Kaplıcaları KÜTAHYA

www.tutavtermal.com

 Kaplıca Tesisleri Fizik ve Rehabilitasyon Merkezi

 Özel Ayder Yaylası Orta Ambarlık Mevkii Çamlıhemşin RİZE

 Türksev Yalova Termal Tesisleri

Özel Termal Mevkii YALOVA

www.yalovatermal.com

 Mehmetoğulları Pansiyon

 Pansiyon

 Bahçelievler Mah. Sarıkaya/YOZGAT

 

 

*

KULAK PAMUKLARINDA İŞİTME KAYBI RİSKİ.

  Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Yavuz Selim Pata, kulak kirini temizlemek için pamuk kullanmanın sakıncalı olduğunu belirterek, Kulak pamukları ile biriken kirler içeri doğru itilip kulağı tıkar. O nedenle Pata, yaptığı yazılı açıklamada, kulakta biriken kirlerin yanlış yapılan temizleme nedeniyle kulağı tıkayabildiğini bildirdi. Kulak kirinin nasıl oluştuğu hakkında bilgi veren Pata, şunları kaydetti: Vücudumuzda birçok organ kendine ait bir salgı salgılar. Ağzımızdaki tükürük salgısı, burnumuzdaki sıvı salgısı gibi kulağımızda da bir salgı vardır. Bu salgı tükürük kadar sulu bir salgı değildir. Ağzımızdaki tükürük salgısı sürekli salgılanır ve biz bunu yutarak ağzımızı temizleriz, kulaktaki salgı da kulaktaki minik titrek tüyler sayesinde dışarıya doğru yavaş yavaş itilir ve dış kulak yolundan kulak kepçesine itilir.

İŞİTME KAYBI YAPAR

Pata, kulaktaki kirin dışarı çıkma mekanizmasının nasıl bozulduğunu da şöyle anlattı: Kulak kiri kulak pamuklarıyla temizlenmeye çalışılırsa hem kulak yolundaki kir biraz içeriye doğru itilmiş olur, hem de kulak salgısını dışarı atan tüylerin hareketi kısa süreli de olsa bozulur. O esnada salgı salgılanmaya devam eder ama tüyler çalışmadığı için dışarı atılamaz. Bir müddet sonra bu tüylerin taşıma kapasitesini aşan şekilde salgı birikir. Dışarı atılamadığı zaman da birikerek kulak kanalını tamamen kapatır ve problem başlar. Kulak kanalını tamamen doldurana kadar şikayet yapmaz.

            Kulak çöplerinin, kulağın girişine yarım santim veya bir santim kadar sokulup temizlik yapılabileceğini, çünkü kulak zarının yaklaşık 2.5-3 santim ileride bulunduğunu ifade eden Pata, özellikle banyodan sonra kulak yolunun girişindeki nemi almanın faydalı olduğunu vurguladı.

            Pata, kulak kanalının 78 milimetre genişliğinde ve silindir şeklinde olduğunu kaydederek, bu kanalda bir toplu iğnenin geçeceği kadar bir delik bile kalsa işitme problemi yaşanmayacağını ancak bir dolgunluk problemi olabileceğini bildirdi. Genellikle havuza ya da denize girdikten veya banyodan sonra, birikmiş olan kulak salgısının su ile şişip kulak kanalını tamamen doldurduğuna dikkati çeken Pata, Kulak kanalı dolduğu zaman işitme kaybı ve dolgunluk hissedilir. Hatta zaman zaman kulak çınlaması ve baş dönmesi bile olur bilgisini aktardı.

 

*

KANSER HASTALARı İÇİN C VİTAMİNİ UYARıSı

  C vitamininin birçok kanser tedavisinin etkisini azaltabileceği bildirildi.

  New York taki Memorial Sloan-Kettering Kanser Merkezinden Mark Heaney ve ekibinin yaptığı araştırma, C vitamini hapları kullanımının kanser tedavisinin olumlu etkilerini azaltabileceğini gösterdi.

Heaney ve ekibi, laboratuvarda daha önce C vitamini benzeri dehidroaskorbik asit verilen kanser hücreleri üzerinde çeşitli kemoterapi ilaçlarını denedi.

Aralarında en çok kullanılan Gleevec in de bulunduğu kanser ilaçlarının C vitamini verilen bu hücrelerde, vitamin verilmeyenlerdeki kadar etkili olmaması araştırmacıları şaşırttı. Kanser ilaçlarının daha önce C vitamini verilen hücrelerdeki etkisinin yüzde 30 ile 70 arasında az olduğu görüldü.

Daha sonra bu kanserli hücreleri farelere yerleştiren araştırmacılar, tümörlerin C vitamini verilen kanserli hücrelere sahip farelerde daha çabuk çoğaldığını gördü.

Araştırmacılar, C vitamininin, serbest radikallerin kanserli hücrelerin mitokondrileri (hücrenin enerji merkezi) üzerindeki yıkıcı etkiyi etkisiz hale getirebileceğine işaret ettiler.

Bazı araştırmalar, tümörlere doğrudan yüksek dozda C vitamini enjekte edilmesinin farelerdeki tümörlerin boyutu ve artışını ortalama yüzde 50 oranında azaltabileceği tezini ortaya koyuyor. Bazı araştırmalar ise kemoterapide kullanılan bazı ilaçların serbest radikallerin üretilmesine yol açtığını, bunların oksijen moleküllerini durdurabileceğini ve hücrenin ölümüne yol açabileceğini gösteriyor.

Farelerdekine benzer olumsuz etkilerin insanlarda da görülebileceğini belirten Heaney ve ekibinin araştırması ise kanser tedavisi sırasında C vitamini kullanımı konusundaki tartışmalara yenisini ekledi.

Araştırma “Cancer Research” dergisinde yayımlandı.

C vitamininin kanserle mücadelede kullanılabileceği tezi 1970 lerde, 1954 de Nobel Kimya Ödülünü alan kimyager ve biyokimyager Amerikalı Linus Pauling tarafından ortaya atılmıştı.

1643 Kez Görüntülendi. Etiketler: » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » »
#

SENDE YORUM YAZ

4+4 = ?