Nevruz ve 1 Mayıs Bayramları bizim olmasa gerek! Neden mi? Bizim kutladığımız bayramlar, mübarektir. Bayramlarımız sevgi, saygı ve hoşgörü içinde sevinç ve mutlulukla kutlanır. Baharın habercisi Nevruz, İran ve Türk Halklarının Bayramı, bahar bayramı, bereketin simgesi, canlanmanın, dirilişin işareti, doğanın yeni bir enerjiyle canlanışı, çayır ve çimenlerin yeşermeye başladığı, çiçeklerin rengârenk açtığı, yüreklerimizin yeni umutlarla dolup taştığı, gönüllerimizdeki türlü çeşitli duyguların birbirine karıştığı, yeni bir mevsime, yeni bir bahara yolculuğun başlangıcıdır. Şeker, tatlı ve ikramlar sunulur. Büyüklerin elleri, küçüklerin gözleri öpülür, onlara harçlık verilir. Yoksa öyle değil midir? 1 mayıs işçi bayramı da aynı şekilde hakların kardeşliği ve bir arada yaşamak içindir. Ben mi yanlış biliyorum? Ancak ve ancak güzel anlar yaşanıyorsa bunun adına bayram denir. Güzel şeyler yoksa bunun adına bayram demek doğru olmaz. Bir defa bizim bayramlarımızda polis güvenlik önlemi almaz, tedirginlik yaşanmaz, insanlar birbirini kırmaz, başkalarının malına zarar vermez. Çünkü bayramlarımız bizleri birbirimizden ayıran bir gelenek değil, tam tersi Anadolu ve Avrasya coğrafyasında yaşayanların ortak kültürü, binlerce yıllık kardeşliğimizin en büyük göstergesidir. Nevruz bayramı ve işçi bayramımızda bizleri birleştiren etle tırnak gibi ayrılmamamızın bir ifadesidir.
Dedik ya bizim bayramlarımızda insanlar sadece mutlu olur. Yurdun dört bir yanında ve diğer Türk cumhuriyetlerinde de kutlanan Nevruz; baharın gelişi, barış, hoşgörü, kardeşlik, dostluğun simgesi olmuştur. 1 Mayıs ise emek ve emekçinin simgesiyken neden sokaklarda kavga, dövüş oluyor? Bizim millet benliğimizde sevgi ve hoşgörü varken bunu neden sadece dinî bayramlarda gösterir olduk? Bizim bayramlarımızda türlü güzellikler yaşanırken Nevruz ve 1 Mayıs’ı neden insanlar korku içinde kutluyorlar? Neden tereddüt ve endişe dolu gözlerle bekleniyor? Peki, bu bayram kimin ve ne için kutlanıyor? Ya da bunun adı bayram değil de başka bir şey mi? Umuyoruz bayramlar bayram gibi kutlanır. Bizler hep bir ağızdan aynı duaları tekrarlayarak, bizi biz yapan değerlerin yeniden canlandığı yeniden hatırlandığı, ayrımcılık projelerinin parçalanıp atıldığı, birlik ve beraberliğimizin dost düşman herkese bir kez daha ifade edildiği bayramlar olmasını diliyoruz.
Yorumu siz değerli okuyucularımıza bırakıyoruz. Sağlıcakla kalın, iyi bayramlar...
Dünyada kanser olarak bilinen hastalık, 2018 yılında Amerika ve Japonya’dan iki bilim adamı, “immüno-onkoloji” olarak adlandırılan yeni bir onkoloji tedavi yöntemi için tıpta Nobel Ödülü alması ile bambaşka bir yöne çevrildi.
Çok tehlikeli ve korkunç olarak bilenen kanser, yakın zamanda evde nezle gibi tedavi edilebilir
Bir zamanlar tedavi edilemeyen ve birçok kişinin korkunç acılar içinde ölümüne sebep olan iskorbüt hastalığı tedavi edilemiyor ve her hangi bir ilacı yoktu. Ancak daha sonra bu hastalığa C vitamini eksikliğinin yol açtığı ortaya çıkmıştı. Bugün iskorbüt hastalığına hiç kimse yakalanmıyor. Öyle görünüyor ki, korkunç ve ölümcül bir hastalık olan “kanseri” de aynı kader bekliyor. Bunun nedeni, işlenmiş gıdaların kullanımı ve vitamin eksikliğidir. İnsanların bunu önceden bildiği, fakat kar etme tutkusundan dolayı sessiz kaldığı düşünülünce dehşete kapılmamak mümkün değil. Bugün aldığım bilgiye karşı farklı tutum gösterilebilir, ancak ben sadece sizinle paylaşmak istedim, unutmayın; “Kanser” denen bir hastalık yoktur. Kanser, sadece B17 vitamini eksikliğinden başka bir şey değildir. Ağır yan etkileri olan kemoterapi, ilaç tedavisi ve ameliyatı kabul etmeyin! Eski zamanlarda denizcilerin iskorbüt hastalığından müzdarip olduklarını hatırlayın, birçok kişi bu hastalıktan ölüyordu! Bazı kişiler de bundan sürekli kazanç elde ediyordu. Daha sonra ise iskorbütün sadece C vitamini eksikliğinden kaynaklandığını ortaya çıktı. Yani bu bir hastalık değildi! Kanser de aynı şey. Sömürgeciler ve insanlığın düşmanları tam bir kanser endüstrisi inşa ettiler ve çok büyük paralar kazanıyorlar.
Kanserin önlenmesi ve tedavisi hakkında bilmemiz gerekenler
Onkoloji endüstrisi II. Dünya Savaşından sonra büyümeye başladı. Kanserle mücadele etmek için her hangi bir prosedüre, tedavi kürlerine ve masraflara gerek yok! Bunların hepsi, sömürgecilerin ceplerini doldurmak içindir, çünkü kanser tedavisi uzun zaman önce bulunmuştur. Kanser sadece B17 vitaminin eksikliği olduğundan, her gün 15-20 kayısı çekirdeği tüketmemiz yeterli olur. Buğday filizi (tomurcukları) yiyin. Buğday filizi müthiş bir kanser ilacıdır. Bu, tüm kanser önleyici maddelerin en güçlüsü olan sıvı oksijenin ve laetril’in en iyi kaynağıdır. Bu madde, B 17 vitaminin (amigdalin’in) özüdür ve elma çekirdeklerinde bulunur. “Kanserin Ölümü” adlı kitabında Doktor Harold Manner, letril’in etkisinin kanser tedavisinde % 90’ın üzerinde olduğunu yazmıştır!*
Amygdalin (B 17 Vitaminin) kaynakları
Tohum veya meyve tohumları doğadaki B 17 vitamininin konsantrasyon halidir. Bu, elma, kayısı, şeftali, armut ve kuru erik çekirdeklerini kapsıyor. Fasulye filizi, mercimek filizi, lima fasülyesi ve bezelye gibi baklagiller ve tahıllar. Acı badem (doğada en zengin B 17 vitamini kaynağı) ve Hint bademi. Her türlü dut, yabanmersini, ahududu ve çilek. Susam ve keten tohumu. Yulaf, arpa, kahverengi pirinç, buğday, darı, keten ve çavdar. Bu Vitamin ayrıca mayada, ham pirinçte ve balkabağında bulunur.
Kanser karşıtı ürünlerin listesi
Kayısılar (çekirdekler). Diğer meyvelerin çekirdekleri / tohumları:
Elma.
Vişne.
Şeftali.
Kültür eriği.
Erik.
Armut.
Lima fasulyesi.
Bulaşık deterjanın ve sıvı sabunun parçacıklarının vücuda girmesi, kanserin başlamasının ana nedenidir.*
Bulaşıkları ne kadar iyi durulasanız durulayın, ufak bir deterjan parçası bulaşıkların üzerinde kalır ve vücudunuza girer.
Bu zararlı maddeleri tamamen hayatınızdan çıkartmak istemiyorsanız, bunun da basit bir çözümü var.
Bulaşık deterjanını (ve sıvı sabunu) sirke ile 50: 50 oranında karıştırın. İşte bu kadar!
Artık asla kansere yakalanmayacaksınız!
Dondurulmuş limonlar - kansere çaredir
Bunu bilmiyor muydunuz?
Restoranlar ve kafelerdeki birçok uzman, tüm limonları kullanır veya tüketir ve hiçbir şeyi boşa harcamazlar.*
Bütün limonu israf etmeden nasıl mı kullanabiliriz? Son derece basit!
Yıkanmış limonu buzdolabınızın dondurucusuna koyun. Limon dondurulduktan sonra rendeyi alın, tüm limonu rendeleyin (kabuğunu soymadan) ve yemeklerin üzerine serpin.
Limonu sebze salatalarına, dondurmaya, çorbalara, pilav ve bulgura, makarnaya, spagettiye, pirince, suşiye, balık yemeklerine vs… katın. Bu liste sonsuza kadar devam edebilir.
Tüm yemekler beklenmedik bir şekilde, daha önce hiç tatmadığınız lezzetli bir tada sahip olacak. Genellikle limon denince, sadece limon suyu ve C vitamini akla geliyor. Şimdi Limonun Sırrını öğrendiğinize göre, limonu, bir bardak hazır erişte çorbasında bile kullanabilirsiniz.
Kabuğu atmayı önlemenin ve yemeklere yeni bir lezzet katmanın haricinde bütün limon kullanmanın temel avantajı nedir?
Limon kabuğu limon suyundan 5-10 kat daha fazla vitamin içerir. Ve siz genellikle kabuğu atıyorsunuz. Ancak şimdi, basit bir şekilde tüm limonun dondurulması ve ardından yemeklerin üzerine serpilmesi işleminin ardından tüm bu besin maddelerini tüketebilir ve daha sağlıklı olabilirsiniz. Limon kabuğu, vücuttaki toksik elementlerin yok edilmesinde güçlü bir indirgeyici ajandır.
Yıkanan limonu dondurucuya koyun ve ardından her gün yemeklerin üzerine rendeleyin. Bu, yiyeceklerinizi daha lezzetli, hayatınızı daha sağlıklı ve daha uzun hale getirmenin anahtarıdır! Bu Limonun muhteşem Sırrıdır!
Limon (Citrus), kanser hücrelerini öldüren harika bir üründür. Ayrıca kemoterapiden 10.000 kat daha güçlüdür.
Böylece, limon kabuğunun hoş aromasının yanı sıra, limon suyundan 10 kat daha fazla vitamin içerdiği ve vücuttaki toksik elementlerle savaşmaya yardımcı olduğu ortaya çıkmıştır. Fakat en önemlisi, limon kanser hücrelerini öldürmektedir.
Neden biz bunu bilmiyoruz?
Çünkü büyük şirketler, onlara inanılmaz karlar getiren sentetik analogların üretimi ile ilgileniyorlar. Gelirlerini tehlikeye atmamak için, limonun mucizevi özelliklerini gizli tutuyorlar.
Limon ağacının bileşenleri, kanser hücrelerinin büyümesini yavaşlatmak için yaygın olarak kemoterapide kullanılan Adriamycin’den 10.000 kez üstündür. Ve en önemlisi, limon özü ile yapılan terapi sadece kötü huylu hücreleri yok eder.
Yan etkisi olmadığı için limonları dondurun, rendeleyin ve sağlık için tüketin!
Bu bilgilerin kaynağı heyecan vericidir. Bu bilgiyi, 1970’ten bu yana 20’den fazla laboratuvar testinin yapıldığını ve basit limonun, kolon, meme, prostat, akciğer ve pankreas kanseri gibi 12 türdeki kanser hücresini öldürdüğünü söyleyen, dünyanın en büyük ilaç üreticilerinden biri verdi…
Ve daha da şaşırtıcı olan, limon özü ile yapılan tedavi türü, yalnızca malign kanser hücrelerini yok eder ve sağlıklı hücreleri etkilemez.
Haber Yazı: Halil İbrahim Kambak