Reklam Alanı (Gövde Üst Reklam) Bu alana reklam ver

Ankara 2011 Projeleri

MÜFİT ONBAŞI tarafından
25 Mayıs, 2011 15:10 tarihinde yayınlandı /Güncelleme: 22.03.2024 12:08
Okuma Süresi: 7dk
Yorum Sayısı: 0
Reklam Alanı (İçerik Öncesi) Bu alana reklam ver

Ankara 2011 Projeleri Başbakan Erdoğan, Kızılcahamam, Güdül, Haymana, Çubuk, Çamlıdere, Ayaş ve Beypazarı'ndaki termal su kaynaklarını, yeni bir konseptle değerlendirerek, tesisler inşa ederek ve Ankara'yı termal sağlık turizminin başkentine dönüştüreceklerini bildirdi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ankara'nın Gölbaşı ilçesinde Radar Tasarım ve Üretim Merkezi kurulacağını, TAI tesisleri içinde de Uzay ve Uydu Merkezinin faaliyete geçeceğini belirterek, "Ankara böylece savunma sanayisinde uydu ve uzay merkezi konumuna yükselecek" dedi.   Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ankara'nın Gölbaşı ilçesinde Radar Tasarım ve Üretim Merkezi kurulacağını, TAI tesisleri içinde de Uzay ve Uydu Merkezinin faaliyete geçeceğini belirterek, "Ankara böylece savunma sanayisinde uydu ve uzay merkezi konumuna yükselecek" dedi. Erdoğan, Ankara Ticaret Odası Kongre Merkezindeki "Ankara Proje Tanıtım Toplantısında" yaptığı konuşmada, Ankara'ya yönelik projelerini açıkladı. Projelerin bir kısmının başladığını ve yapımının devam ettiğini ifade eden Erdoğan, başlanan projelerin hızla tamamlanarak vatandaşların hizmetine sunulacağını söyledi. Projelerin bir kısmına 12 Haziran sonrasında başlanıp kısa sürede tamamlanacağını dile getiren Erdoğan, projelerin arasında 2015 ve 2023'e kadar devam edeceklerin de olduğunu belirtti. Ankara için açıklayacağı ilk projenin uzun vadeli olduğunu, ama belli etaplarda üretime geçileceğini ifade eden Erdoğan, "2013 sonunda artık üretime ATAK helikopterlerinde örneğin başlıyoruz. Ama jetlerimiz 2020-2022 gibi inşallah üretime girecek" diye konuştu. Başbakan Erdoğan, şunları söyledi: "Savunma sanayisi projelerimiz büyük önem arz ediyor. Ankara savunma sanayimizin başkenti. İnşallah, yeni projelerle Ankara'nın bu vasfını daha da güçlendiriyor, dünyanın en önemli savunma sanayisi merkezlerinden biri haline getiriyoruz. Savunma sanayisi sektörünün cirosu 2004-2010 yılları arasında yüzde 100'den fazla bir artışla 1, 3 milyar dolardan 2, 7 milyar dolara çıktı. Savunma teçhizatımızın yüzde 25'i içeriden karşılanırken, şimdi ne oldu biliyor musunuz? Yüzde 52'sini artık içeriden karşılıyoruz. Bu kuru kuruya bir ifade değildir. Bu milletin bağımsızlık mücadelesinin, özgürlük mücadelesinin de aynı zamanda teminatıdır. Eğer siz ayaklarınızın üzerinde durabiliyorsanız güçlüsünüzdür, eğer yok birisinden gelecek mühimmat ile bağımsızlığınızı koruyacaksanız Kusura bakmayın yaya kalırsınız. Ama artık bu dönem geride kalıyor. Türk Silahlı Kuvvetlerinin tank, savaş gemisi, insansız uçak, güdümlü roket gibi ihtiyaçlarının büyük çoğunluğu artık ülkemizde tasarlanıyor ve üretilmeye başlandı, başlanıyor. Savaş uçağı ve nakliye uçağı üretimlerinde Türkiye uluslararası konsorsiyumların üyesi haline geldi. Dünyadaki en büyük 100 savunma sanayisi firması içinde Türkiye'den 2 firma Aselsan ve TAI yer alıyor. Savunma Sanayisinin yüzde 80'i Ankara'da bulunuyor ve söz konusu büyüme Ankara firmaları tarafından sağlanmış durumda, yan sanayiyi kastediyorum. " -"Göktürk UYDUSU Ankara'DA ÜRETİLDİ, 2012'DE UZAYA FIRLATILACAK"- 2016'da savunma sanayisi ciro hedefinin 8 milyar Dolar olduğunu dile getiren Erdoğan, bunun en az 6 milyar dolarının Ankara'daki savunma sanayisi şirketleri tarafından gerçekleştirileceğini söyledi. Ankara'da üretilen ATAK helikopteri ve ANKA İnsansız Hava Aracının uçuşlara başladığını yineleyen Erdoğan, ilk milli tasarım Göktürk uydusunun TAI-TÜBİTAK işbirliğinde Ankara'da üretildiğini, 2012'de uzaya fırlatılacağını vurguladı. Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu: "Ankara'daki büyük savunma sanayisi firmaları, yan sanayi ve KOBİ'lere büyük oranda iş imkanı sağlıyor. Bay Kemal, burada da insan yok biliyor musun? Sadece Ostim'de yerleşik 70'den fazla firma savunma sanayisine yüksek katma değerli üretim yapıyor. Sincan ve Başkent organize sanayi bölgelerinde savunma sanayisine yönelik üretimler artarak devam ediyor. Önümüzdeki süreçte bu merkezlerimiz daha da önemli olacak. Radar tasarım ve üretim merkezini de Gölbaşı'nda kuruyoruz. Aselsan tarafından 100 milyon doların üzerinde bir yatırımla Radar ve Elektronik Harp Tasarım ve Üretim Merkezi kurulacak. Bu tesisin 2 yıl içinde faaliyete geçmesini planladık. İkinci projemiz; Uzay ve Uydu Merkezi de TAI tesisleri içinde faaliyete geçecek. Yatırım 100 milyon Dolar civarında. Bu tesiste askeri uydular ile Türksat'a ait haberleşme uydularının üretimi gerçekleştirilecek. Ankara böylece savunma sanayisinde uydu ve uzay merkezi konumuna yükselecek. " -İKİ ŞEHİR HASTANESİ VE 40 BİN KİŞİLİK STADYUM- Üçüncü projelerinin Ankara'ya yeni bir adalet sarayı yapmak olduğunu açıklayan Erdoğan, mevcut adalet sarayının kapalı alanının 100 bin metrekare civarında olduğunu ve ihtiyaçları karşılamadığını bildirdi. Erdoğan, şöyle dedi: "Şimdi bizim ihtiyacımız olan 300 bin metrekare civarında kapalı alana sahip bir adalet sarayı. Bunu Ankara'ya kazandırmış olacağız. Nasıl İstanbul'da, Türkiye'nin değişik yerlerinde adalet saraylarını yaptıysak, örneğin İstanbul'da şu anda iki adalet sarayı biri Avrupa, birisi Anadolu yakasında olmak üzere, 300 bin metrekare kapalı alan bir tanesi, bir diğeri de yine 300 bin metrekare civarında kapalı alana sahip. " Dördüncü projelerinin sağlık alanında olduğunu dile getiren Başbakan Erdoğan, "Ankara'yı, bölgenin sağlık merkezi haline getirerek, ulusal ve uluslararası bir sağlık başkentine dönüştürüyoruz. İki tane şehir hastanesi kuruyoruz Ankara'mızda. Toplam 7 bin yatak kapasitesiyle, 2 milyon 800 bin metrekare alana kurulu iki şehir hastanesinde, 2 genel ve 19 ihtisas hastanesi olacak. Bu iki şehir hastanesini, Keçiören Etlik semtinde ve Bilkent'te inşa edeceğiz" dedi. "Ankara için beşinci projemiz, 40 bin seyirci kapasiteli, UEFA kriterlerine uygun bir stadyum" diyen Erdoğan, son derece modern bir mimariyle yapılacak bu stadyumun Ankara'nın siluetine güç katacağını söyledi. Erdoğan, "Çevresine yapacağımız ilave spor tesisleri ile Ankara'da sporun kalbinin attığı bir merkez olarak inşa edeceğiz" dedi. -"FARKLI BİR GÖRÜNÜMÜ KIZILAYIMIZA KAZANDIRACAĞIZ"- Geçen yıl Ankara'da kurdukları Yıldırım Beyazıt Üniversitesini farklı bir konseptle tasarlayarak, uluslararası bir bilim merkezi olarak büyüteceklerini ifade eden Erdoğan, yüzde 25'i uluslararası öğrencilerden oluşacak üniversitenin, yaklaşık 25 bin öğrencisiyle ülkenin ve bölgenin hizmetinde olacağını belirtti. Erdoğan, üniversitenin, 2023 hedeflerini akademik anlamda desteklerken, 2023'te bir bilim merkezine dönüşeceğini, Türkiye'de, önemli bir aktör haline geleceğini vurguladı. Akyurt ilçesine, 1 milyon 800 bin metrekare alan üzerine kurulu uluslararası standartlarda bir fuar merkezi inşa ettiklerini anlatan Erdoğan, böylece Ankara'nın bir fuar kenti olma vasfını da güçlendireceklerini dile getirdi. Bir başka önemli projenin Ankara'ya yeni hayvanat bahçesi kurmak olduğu bilgisini veren Erdoğan, Ortadoğu'nun en büyük Hayvanat Bahçesi'ni Ankara'da inşa edeceklerini bildirdi. Erdoğan, 1 milyon 700 bin metrekare alan üzerine kurulu bu hayvanat bahçesinde, ayrıca bir lunapark ve gösteri merkezi bulunacağını belirtti. Başbakan Erdoğan, başta çocuklar olmak üzere tüm Ankara'nın, hatta tüm Türkiye'nin gelip ziyaret edeceği, Ankara'ya gelenlerin mutlaka görmek ve gezmek isteyeceği, uluslararası standartlarda bir hayvanat bahçesini Ankara'ya kazandıracaklarını söyledi. "Ankara'nın merkezinde, Hıdırlıktepe'de, bir inanç ve tarih müzesi inşa edeceğiz" diyen Erdoğan, "Hıdırlıktepe'de kentsel dönüşüm kapsamında inşa edeceğimiz bu müzelerde, tarihimize, kültürümüze, medeniyetimize ait eserler, Müslüman mucitlerin eserlerinin numuneleri, gösteri merkezleri bulunacak" şeklinde konuştu. Ulus Tarihi Kent Projesinin devam ettiğine dikkati çeken Erdoğan, "Hacı Bayram Camii merkez olmak üzere, tüm o çevreyi, kalenin eteklerini, Altındağ'ı, hapishane ve çevresini gecekondulardan, çirkin görüntülerden tamamen temizleyecek, Ankara'nın kalbindeki o çarpık yapılaşmayı estetik bir görünüm ve mimariye kavuşturacağız" dedi. Kızılay'ın görünümünün çirkin olduğunu söyleyen Erdoğan, bu konuda Ankara Büyükşehir Belediyesine verdikleri bir talimatla Kızılay'ı farklı bir çehreye kavuşturmak istediklerini ifade etti. Belediyenin, bu konuda bir çalışma yaptırdığını anlatan Erdoğan, "Kızılay'ı çok daha farklı, her yönüyle bir Selçuklu şehri olan Ankaramıza hakikaten bir vizyon, bir marka olma özelliği getirecek, böyle bir mimarı estetiğe uygun şekilde farklı bir görünümü Kızılayımıza kazandıracağız" diye konuştu. Bir başka projenin, "Milli Botanik Parkı" olduğunu belirten Erdoğan, Türkiye'de ilk kez bu boyutta, bu konseptte bir botanik parkı oluşturduklarını söyledi. Eskişehir yolu üzerinde, 2 bin dekar alan üzerine, 83 milyon lira tutarında yatırımla inşa edilecek bu botanik parkında, Türkiye genelinde yetişen 4 bin endemik bitkinin, açık alanda ve seralarda ziyaretçileri karşılayacağını anlatan Erdoğan, ayrıca kütüphane, ürün bankaları, eğitim ve araştırma tesisleriyle bu parkın, botanik bir bilim merkezi haline de dönüşeceğini kaydetti. Termal Turizm Projelerini de açıklayan Erdoğan, Ankara ve ilçelerinin, termal su noktasında aslında oldukça zengin olduğunu, ancak bu su, planlı şekilde kullanılmadığı için potansiyelin yeterince değerlendirilemediğini dile getirdi. -Ankara'DA DA YENİ BİR ŞEHRİN İNŞASINA BAŞLANACAK- Test sürüşleri yapılan Ankara-Konya hattını bitirdiklerini, Konya mitingine bu hatla giderek hizmete açacaklarını belirten Erdoğan, böylece Ankara-Konya arasının 1 saat 15 dakikaya ineceğini kaydetti. Ankara'Yozgat ile Sivas'Erzincan hattının çalışmalarının devam ettiğini, Ankara'Afyonkarahisar, Uşak ve İzmir hattının da çalışmalarına başlayacaklarını dile getiren Erdoğan, "Ankara'yı hızlı trenin merkezi, kesişme noktası, ortak istasyonu konumuna yükselteceğiz" dedi. Ankara merkez olmak üzere 3 otoyol projelerinin olduğunu belirten Erdoğan, Ankara'Niğde, Ankara'İzmir, Ankara'Samsun arasına otoyol inşa edileceğini, karayolları noktasında da Ankara'nın merkezi konumunu güçlendireceklerini söyledi. Ankara-Niğde otoyolunun, Edirne'den Habur'a kadar önemli ölçüde bitirilmiş otoyol projesinin bir parçası olduğunu kaydeden Erdoğan, bu etabı tamamladıklarında Şanlıurfa'Habur kısmı da bitirildiğinde Edirne'den Habur'a kesintisiz otoyol olacağını dile getirdi. 285 kilometre otoyol ve 57 kilometre bağlantı yoluyla Ankara Pozantı arasında 342 kilometre yüksek standartlı yol inşa edeceklerini anlatan Erdoğan, Ankara'Samsun arasında inşa edecekleri yolun uzunluğunun 432 kilometre olacağını söyledi. Ankara-İzmir arasında ise toplamda 535 kilometre yeni yol inşa edeceklerini ifade eden Erdoğan, "Ankara, havayolu ulaşımında transfer merkezi haline geliyor. 40 iç hat ve 16 dış hat olmak üzere 56 noktaya uçan Anadolu Jet, 2011'deki 7, 5 milyon yolcu hedefine doğru hızla ilerliyor. Ankara merkezli yapılan bu uçuşlar, Ankara'yı havayolunda da merkeze dönüştürecek" dedi. Şehir içi trafiğe ilişkin çalışmaların da devam ettiğini, Kızılay'Çankaya, Kızılay-Keçiören ve Batıkent'Sincan metro hatlarını hızlı şekilde tamamlayacaklarını belirten Erdoğan, bunlara ek olarak, Kızılay'Akyurt fuar alanı ile havaalanı arasında yeni bir raylı sistem inşa edeceklerini bildirdi. Erdoğan, büyük oranda Esenboğa yolu refüjünün üzerine inşa edecekleri bu hattın, ucuz, modern ve güvenli olacağı kadar, inşaat sırasında da ulaşımı engellemeyeceğini kaydetti. -"KEÇİÖREN'E TÜNEL"- Keçiören ile İstanbul Bulvarı arasına inşa edecekleri tünelle, Keçiören'i İstanbul, Eskişehir ve Konya yoluna bağlayacaklarını belirten Erdoğan, 15 kilometre uzunluğundaki bu tünelin, 3 yıl içinde tamamlanarak, şehir içi trafiğine büyük rahatlama sağlayacağını söyledi. Kuzey Ankara Protokol Yolu Kentsel Dönüşüm Projesi'nin devam ettiğini anımsatan Erdoğan, protokol yolu üzerindeki çirkin yapılaşmayı ortadan kaldırdıklarını, hemen hemen tamamı gecekondu olan 6 bin 760 konutun yıkıldığını kaydetti. Toplamda buraya 18 bin konut yapacaklarını, şu an itibarıyla 8 bin 100 konutun TOKİ tarafından tamamlandığını ifade eden Erdoğan, protokol yolunu Keçiören'e doğrudan bağlayacaklarını, virajlardan kurtaracak 3 kilometrelik tünel ve viyadük inşaatının devam ettiğini söyledi. Bu alanda, rekrasyon alanları, gölet, otel, kongre merkezi de inşa etiklerini anlatan Erdoğan, kentsel dönüşüm noktasında önemli projelerinden birinin de Mamak Kentsel Dönüşüm Projesi olduğunu kaydetti. Halen devam eden bu proje ile Ankara'nın en yoğun gecekondu bölgesi olan Mamak'a yeni bir çehre kazandırdıklarını belirten Erdoğan, 950 hektarlık bir alanı, 14 mahalleyi kapsayan bu proje çerçevesinde 13 bin 750 gecekondunun yıkılacağını ve modern konutlar inşa edileceğini dile getirdi. Başbakan Erdoğan, Mamaklılardan kendilerine yardımcı olmalarını isteyerek, kimsenin mağdur edilmeyeceğini kaydetti. Şu ana kadar bin 675 gecekondunun yıkıldığını, 500 konut inşa edildiğini, bu projeyi daha da hızlandıracaklarını ifade eden Erdoğan, 50. Yıl Kentsel Dönüşüm çalışmalarının devam ettiğini, 108 hektar alanda, 2 bin 600 gecekondunun yıkılacağını ve burada da 8 bin 400 konut inşa edileceğini söyledi. -"Ankara'YA YENİ BİR ŞEHİR"- Ankara için en büyük projelerinin tıpkı İstanbul gibi, Ankara'da da yeni bir şehrin inşa ve imarına 12 Haziran seçimlerinden sonra başlanması olduğunu belirten Erdoğan, projeyle ilgili şu bilgileri verdi: "Güneykent adını verdiğimiz bu projeyle Ankara'ya, 500 bin kişilik yeni bir şehir kazandırmış olacağız. Sadece konut, uydu kent olarak değil, Ankara'nın önemli bir merkezi, bir yaşam alanı olarak bu şehri tasarlıyoruz. İstanbul'da olduğu gibi, bu gecekondu bölgelerinden 'ben oraya yerleşmek isterim' diyen kardeşlerimizi hemen oralara taşıyabileceğiz. Yani yer sıkıntısı olmasın. Şehrin kurulacağı alan hakkında şimdilik bilgi vermiyoruz. Ancak çalışmalarımız büyük oranda tamam, 12 Haziran'ın hemen ardından bu çalışmaları somutlaştırmaya başlayacak ve bununla birlikte uygulama projesine hemen bir yılı müteakiben başlamış olacağız. Bu açıkladığımız projeler, bir kısmı daha önce başladığımız, devam eden projeler. Şimdi, 12 Haziran'ın ardından bu projelere daha da hız vermek suretiyle yeni başlayacağımız projelerle birlikte inşallah bunları ustalık döneminin ürünleri olarak halkımızın, Ankaralıların, tüm Türkiye'nin hizmetine sunacağız. Çok boyutlu, çok kapsamlı bu projeler, Ankara'nın çehresini olduğu kadar, açıkçası kaderini de değiştirecek. Zira, her biri uygulanabilir, gerçekleşebilir, bizim için artık çok kolay olan bu projeler, istihdama çok önemli katkı sağlayacak. " dedi.
Reklam Alanı (İçerik Sonrası) Bu alana reklam ver

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Kanser nezle gibi tedavi edilebilecek

blank
MÜFİT ONBAŞI tarafından
14 Aralık, 2025 11:48 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 0
Reklam Alanı (İçerik Öncesi) Bu alana reklam ver

Dünyada kanser olarak bilinen hastalık, 2018 yılında Amerika ve Japonya’dan iki bilim adamı, “immüno-onkoloji” olarak adlandırılan yeni bir onkoloji tedavi yöntemi için tıpta Nobel Ödülü alması ile bambaşka bir yöne çevrildi.

Çok tehlikeli ve korkunç olarak bilenen kanser, yakın zamanda evde nezle gibi tedavi edilebilir

Bir zamanlar tedavi edilemeyen ve birçok kişinin korkunç acılar içinde ölümüne sebep olan iskorbüt hastalığı tedavi edilemiyor ve her hangi bir ilacı yoktu. Ancak daha sonra bu hastalığa C vitamini eksikliğinin yol açtığı ortaya çıkmıştı. Bugün iskorbüt hastalığına hiç kimse yakalanmıyor. Öyle görünüyor ki, korkunç ve ölümcül bir hastalık olan “kanseri” de aynı kader bekliyor. Bunun nedeni, işlenmiş gıdaların kullanımı ve vitamin eksikliğidir. İnsanların bunu önceden bildiği, fakat kar etme tutkusundan dolayı sessiz kaldığı düşünülünce dehşete kapılmamak mümkün değil. Bugün aldığım bilgiye karşı farklı tutum gösterilebilir, ancak ben sadece sizinle paylaşmak istedim, unutmayın; “Kanser” denen bir hastalık yoktur. Kanser, sadece B17 vitamini eksikliğinden başka bir şey değildir. Ağır yan etkileri olan kemoterapi, ilaç tedavisi ve ameliyatı kabul etmeyin! Eski zamanlarda denizcilerin iskorbüt hastalığından müzdarip olduklarını hatırlayın, birçok kişi bu hastalıktan ölüyordu! Bazı kişiler de bundan sürekli kazanç elde ediyordu. Daha sonra ise iskorbütün sadece C vitamini eksikliğinden kaynaklandığını ortaya çıktı. Yani bu bir hastalık değildi! Kanser de aynı şey. Sömürgeciler ve insanlığın düşmanları tam bir kanser endüstrisi inşa ettiler ve çok büyük paralar kazanıyorlar.

Kanserin önlenmesi ve tedavisi hakkında bilmemiz gerekenler

Onkoloji endüstrisi II. Dünya Savaşından sonra büyümeye başladı. Kanserle mücadele etmek için her hangi bir prosedüre, tedavi kürlerine ve masraflara gerek yok! Bunların hepsi, sömürgecilerin ceplerini doldurmak içindir, çünkü kanser tedavisi uzun zaman önce bulunmuştur. Kanser sadece B17 vitaminin eksikliği olduğundan, her gün 15-20 kayısı çekirdeği tüketmemiz yeterli olur. Buğday filizi (tomurcukları) yiyin. Buğday filizi müthiş bir kanser ilacıdır. Bu, tüm kanser önleyici maddelerin en güçlüsü olan sıvı oksijenin ve laetril’in en iyi kaynağıdır. Bu madde, B 17 vitaminin (amigdalin’in) özüdür ve elma çekirdeklerinde bulunur. “Kanserin Ölümü” adlı kitabında Doktor Harold Manner, letril’in etkisinin kanser tedavisinde  % 90’ın üzerinde olduğunu yazmıştır!*

Amygdalin (B 17 Vitaminin) kaynakları

Tohum veya meyve tohumları doğadaki B 17 vitamininin konsantrasyon halidir. Bu, elma, kayısı, şeftali, armut ve kuru erik çekirdeklerini kapsıyor.  Fasulye filizi, mercimek filizi, lima fasülyesi ve bezelye gibi baklagiller ve tahıllar. Acı badem (doğada en zengin B 17 vitamini kaynağı) ve Hint bademi. Her türlü dut, yabanmersini, ahududu ve çilek. Susam ve keten tohumu.  Yulaf, arpa, kahverengi pirinç, buğday, darı, keten ve çavdar. Bu Vitamin ayrıca mayada, ham pirinçte ve balkabağında bulunur.

Kanser karşıtı ürünlerin listesi

Kayısılar (çekirdekler). Diğer meyvelerin çekirdekleri / tohumları: Elma. Vişne. Şeftali. Kültür eriği. Erik. Armut. Lima fasulyesi. Bulaşık deterjanın ve sıvı sabunun parçacıklarının vücuda girmesi, kanserin başlamasının ana nedenidir.* Bulaşıkları ne kadar iyi durulasanız durulayın, ufak bir deterjan parçası bulaşıkların üzerinde kalır ve vücudunuza girer. Bu zararlı maddeleri tamamen hayatınızdan çıkartmak istemiyorsanız, bunun da basit bir çözümü var. Bulaşık deterjanını (ve sıvı sabunu) sirke ile 50: 50 oranında karıştırın. İşte bu kadar! Artık asla kansere yakalanmayacaksınız! Dondurulmuş limonlar - kansere çaredir Bunu bilmiyor muydunuz? Restoranlar ve kafelerdeki birçok uzman, tüm limonları kullanır veya tüketir ve hiçbir şeyi boşa harcamazlar.* Bütün limonu israf etmeden nasıl mı kullanabiliriz? Son derece basit! Yıkanmış limonu buzdolabınızın dondurucusuna koyun. Limon dondurulduktan sonra rendeyi alın, tüm limonu rendeleyin (kabuğunu soymadan) ve yemeklerin üzerine serpin. Limonu sebze salatalarına, dondurmaya, çorbalara, pilav ve bulgura, makarnaya, spagettiye, pirince, suşiye, balık yemeklerine vs… katın. Bu liste sonsuza kadar devam edebilir. Tüm yemekler beklenmedik bir şekilde, daha önce hiç tatmadığınız lezzetli bir tada sahip olacak. Genellikle limon denince, sadece limon suyu ve C vitamini akla geliyor.  Şimdi Limonun Sırrını öğrendiğinize göre, limonu, bir bardak hazır erişte çorbasında bile kullanabilirsiniz. Kabuğu atmayı önlemenin ve yemeklere yeni bir lezzet katmanın haricinde bütün limon kullanmanın temel avantajı nedir? Limon kabuğu limon suyundan 5-10 kat daha fazla vitamin içerir. Ve siz genellikle kabuğu atıyorsunuz. Ancak şimdi, basit bir şekilde tüm limonun dondurulması ve ardından yemeklerin üzerine serpilmesi işleminin ardından tüm bu besin maddelerini tüketebilir ve daha sağlıklı olabilirsiniz. Limon kabuğu, vücuttaki toksik elementlerin yok edilmesinde güçlü bir indirgeyici ajandır. Yıkanan limonu dondurucuya koyun ve ardından her gün yemeklerin üzerine rendeleyin. Bu, yiyeceklerinizi daha lezzetli, hayatınızı daha sağlıklı ve daha uzun hale getirmenin anahtarıdır! Bu Limonun muhteşem Sırrıdır! Limon (Citrus), kanser hücrelerini öldüren harika bir üründür. Ayrıca kemoterapiden 10.000 kat daha güçlüdür. Böylece, limon kabuğunun hoş aromasının yanı sıra, limon suyundan 10 kat daha fazla vitamin içerdiği ve vücuttaki toksik elementlerle savaşmaya yardımcı olduğu ortaya çıkmıştır. Fakat en önemlisi, limon kanser hücrelerini öldürmektedir. Neden biz bunu bilmiyoruz? Çünkü büyük şirketler, onlara inanılmaz karlar getiren sentetik analogların üretimi ile ilgileniyorlar. Gelirlerini tehlikeye atmamak için, limonun mucizevi özelliklerini gizli tutuyorlar. Limon ağacının bileşenleri, kanser hücrelerinin büyümesini yavaşlatmak için yaygın olarak kemoterapide kullanılan Adriamycin’den 10.000 kez üstündür. Ve en önemlisi, limon özü ile yapılan terapi sadece kötü huylu hücreleri yok eder. Yan etkisi olmadığı için limonları dondurun, rendeleyin ve sağlık için tüketin! Bu bilgilerin kaynağı heyecan vericidir. Bu bilgiyi, 1970’ten bu yana 20’den fazla laboratuvar testinin yapıldığını ve basit limonun, kolon, meme, prostat, akciğer ve pankreas kanseri gibi 12 türdeki kanser hücresini öldürdüğünü söyleyen, dünyanın en büyük ilaç üreticilerinden biri verdi… Ve daha da şaşırtıcı olan, limon özü ile yapılan tedavi türü, yalnızca malign kanser hücrelerini yok eder ve sağlıklı hücreleri etkilemez.   Haber Yazı: Halil İbrahim Kambak
Reklam Alanı (İçerik Sonrası) Bu alana reklam ver

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.