Reklam Alanı (Gövde Üst Reklam) Bu alana reklam ver

AK Parti’nin seçimdeki büyük oy hedefi

MÜFİT ONBAŞI tarafından
09 Şubat, 2011 11:27 tarihinde yayınlandı /Güncelleme: 22.03.2024 12:08
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 0
Reklam Alanı (İçerik Öncesi) Bu alana reklam ver
AK Parti'nin seçimdeki büyük oy hedefi haberi Başbakan Erdoğan'ın 12 Haziran'daki seçimlerde yüzde 50 oy almayı hedeflediği belirtilmişti. AK Parti SKM'nin teşkilatlara gönderdiği oy hedefi ise, Erdoğan'ın beklentisi ve tartışılan anketlerin de çok üstünde.

Adem Kadam'ın haberi

AK Parti Genel Merkez Seçim Koordinasyon Merkezi (SKM) Başkanı, İstanbul Milletvekili Mustafa Ataş, ''Şimdiye kadar aldığımız oylardan daha çok oy alacağımızı bekliyoruz. Benim hedefim yüzde 58'' dedi.

AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Mustafa Ataş, AK Parti'nin Haziran ayında yapılması planlanan genel seçimlere hazırlık stratejisini anlattı.

Halk oylamasından hemen sonra Seçim İşleri Başkanlığı ve Seçim Koordinasyon Merkezi olarak plan revizesi yaptıklarını belirten Ataş, 19 il belirlediklerini ve diğer illerin de bu illerde toplanmasıyla bölge toplantılarının yapıldığını söyledi.

TBMM çalışmalarının aksatılmaması için bu çalışmaların hafta sonu yapıldığını kaydeden Ataş, seçimlerden sorumlu AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Haluk İpek ve aynı zamanda genel merkez seçim işleri başkan yardımcıları olan bölge koordinatörleri, il ve ilçe seçim işleri başkanları, il ve ilçe SKM başkanları, kadın ve gençlik kollarının il ve ilçe seçim işleri başkanları, il eğitimcileri ve il hukukçularının katılımıyla toplantıların yapıldığını ifade etti. Mustafa Ataş, bu toplantıların 20 Şubat 2011 tarihinde sona ereceğini bildirdi.

Bu toplantılarla birlikte, seçim döneminde 81 il ve 957 ilçede seçim koordinasyonunu sağlayacak yaklaşık 4000 teşkilat mensubunun eğitim almış olacağını belirten Ataş, 25-27 Şubat 2011 tarihlerinde de il düzeyindeki seçim işleri başkanları ile SKM başkanlarının 3 günlük bir kampa alınacağını söyledi. Bu kampta her şeyi enine boyuna konuşup son rötuşları yapacaklarını anlatan Ataş, öneri ve tekliflerin değerlendirileceğini de dile getirdi.

''1 MART 2011 TARİHİNDE TBMM'DE SEÇİM KARARI ALINACAK''

Mustafa Ataş, şunları kaydetti:

''1 Mart 2011 tarihinde TBMM'de seçim kararı alınacak. Seçim kararı alındıktan sonra Yüksek Seçim Kurulu (YSK) seçim takvimini açıklayacak. Geçmiş deneyimlere göre, 3 Mart gibi YSK seçim takvimini yayınlarsa muhtemelen adayların müracaat süreleri, partilerin aday belirleme çalışmaları, aday listelerinin YSK'ye son veriliş tarihleri belirlenmiş olur. 15 veya 20 Nisan tarihleri arasında aday listelerinin kesinleşmiş olacağını tahmin ediyoruz. Listeler kesinleştikten sonra da fiilen kampanya dönemi başlayacak. Kampanya dönemi ile ilgili planlarımız, programlarımız, çalışmalarımız sürüyor.

Bir yandan da seçim takvimi açıklanır açıklanmaz, aday adaylarının müracaat yerleri, müracaat süreleri belirlenecek. Temayül yoklaması yapılacak. Türkiye genelinde teşkilat mensuplarımızın kanaatlerini alıyoruz. Aday adayları konusunda ne düşündükleri konusunda teşkilat mensuplarımızın görüşlerine başvuracağız. Bir anket çalışması gibi oluyor bu. Temayül yoklamaları yapılıp Genel Merkez'e geldikten sonra her seçimde olduğu gibi alt komisyonlar kurup değerlendirme çalışmaları, yüz yüze mülakat çalışmaları yapılacak. Bu çalışmalardan sonra aday adayları ile ilgili elimizde toplanacak verileri ele alacağız. Gerekirse aday adayları ile ilgili kamuoyu yoklaması yapacağız. Bu sonuçlarla birlikte mülakat sonuçları elimizde olacak. Bu veriler adayları belirleyecek olar üst komisyonun eline geliyor. Üst komisyon da 10-12 günlük bir süreç içerisinde 81 ildeki 550 adayımızı netleştirmiş olacak. Belirlenen tarihte de aday listesini YSK'ya vermiş olacağız.''

''BİR REKOR KIRILABİLİR''

2007 yılında yapılan genel seçimlerde 3904 milletvekili aday adayının AK Parti'ye müracaat ettiğini hatırlatan Mustafa Ataş, aldığı izlenime göre şu anda 2007 seçiminden daha çok heyecan olduğunu dile getirdi. Ataş, ''Benim tahminim, 4500-5000 milletvekili aday adayı AK Parti'ye müracaat eder diye bekliyorum Türkiye genelinde. Bir rekor kırılabilir. Böyle büyük bir ilgi var, böyle bir heyecan var'' dedi.

Milletvekili aday adaylarından başvuruları sırasında 3 bin Türk Lirası almayı, özürlü aday adaylarından da ücret almamayı planladıklarını bildiren Ataş, bu konudaki son kararı parti yönetiminin vereceğini ifade etti.

''YÜZDE 58 OY ALABİLİRİZ AK PARTİ OLARAK. ALAMIYORSAK EKSİKLİK BİZDEDİR''

Mustafa Ataş, seçim sonuçları ile ilgili sorulan bir soru üzerine şunları söyledi:

''Biz kesinlikle teşkilatlarımızla birlikte AK Parti'nin yine tek başına, güçlü bir şekilde iktidar olacağına inanıyoruz. Bunda en ufak bir şüphemiz yok. Şimdiye kadar aldığımız oylardan daha çok oy alacağımızı bekliyoruz. Benim hedefim yüzde 58. 'Çok uçtun' diyebilirsiniz. Ben uçmadım. Ben teşkilatlarımıza da hedefi yüzde 58 gösteriyorum.

Niye yüzde 58 gösteriyorum? 12 Eylül 2010 tarihinde yapılan referandumda yüzde 58'lik bir kesim Türkiye'nin demokratikleşme noktasında 'evet' oyu verdi. Şimdi biz bu yüzde 58'lik kesimin oyunu alabiliriz. Tabii bunun içerisinde AK Partili de vardır, MHP'li, Saadet Partili, BBP'li, CHP'li de vardır. Her kesimden insan böyle bir anlayışla oy verdi. Biz o zaman bu insanların hepsinin oyunu alabiliriz diye düşünüyorum. Yüzde 58 oy alabiliriz AK Parti olarak. Alamıyorsak eksiklik bizdedir.

Şu anda kamuoyu yoklamaları AK Parti'nin oyunu yüzde 58'ler seviyesinde gösteriyor. Biz ufacık bir gayretle, seçmenlere birebir ulaşmak suretiyle yüzde 58'i yakalayabiliriz. Bunu ben hayal olarak söylemiyorum, yakalayabiliriz. 3 Kasım 2002 ve 22 Temmuz genel seçimlerinden daha yüksek oy alacağımıza inancım var.''

AA

Reklam Alanı (İçerik Sonrası) Bu alana reklam ver

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Kanser nezle gibi tedavi edilebilecek

blank
MÜFİT ONBAŞI tarafından
14 Aralık, 2025 11:48 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 0
Reklam Alanı (İçerik Öncesi) Bu alana reklam ver

Dünyada kanser olarak bilinen hastalık, 2018 yılında Amerika ve Japonya’dan iki bilim adamı, “immüno-onkoloji” olarak adlandırılan yeni bir onkoloji tedavi yöntemi için tıpta Nobel Ödülü alması ile bambaşka bir yöne çevrildi.

Çok tehlikeli ve korkunç olarak bilenen kanser, yakın zamanda evde nezle gibi tedavi edilebilir

Bir zamanlar tedavi edilemeyen ve birçok kişinin korkunç acılar içinde ölümüne sebep olan iskorbüt hastalığı tedavi edilemiyor ve her hangi bir ilacı yoktu. Ancak daha sonra bu hastalığa C vitamini eksikliğinin yol açtığı ortaya çıkmıştı. Bugün iskorbüt hastalığına hiç kimse yakalanmıyor. Öyle görünüyor ki, korkunç ve ölümcül bir hastalık olan “kanseri” de aynı kader bekliyor. Bunun nedeni, işlenmiş gıdaların kullanımı ve vitamin eksikliğidir. İnsanların bunu önceden bildiği, fakat kar etme tutkusundan dolayı sessiz kaldığı düşünülünce dehşete kapılmamak mümkün değil. Bugün aldığım bilgiye karşı farklı tutum gösterilebilir, ancak ben sadece sizinle paylaşmak istedim, unutmayın; “Kanser” denen bir hastalık yoktur. Kanser, sadece B17 vitamini eksikliğinden başka bir şey değildir. Ağır yan etkileri olan kemoterapi, ilaç tedavisi ve ameliyatı kabul etmeyin! Eski zamanlarda denizcilerin iskorbüt hastalığından müzdarip olduklarını hatırlayın, birçok kişi bu hastalıktan ölüyordu! Bazı kişiler de bundan sürekli kazanç elde ediyordu. Daha sonra ise iskorbütün sadece C vitamini eksikliğinden kaynaklandığını ortaya çıktı. Yani bu bir hastalık değildi! Kanser de aynı şey. Sömürgeciler ve insanlığın düşmanları tam bir kanser endüstrisi inşa ettiler ve çok büyük paralar kazanıyorlar.

Kanserin önlenmesi ve tedavisi hakkında bilmemiz gerekenler

Onkoloji endüstrisi II. Dünya Savaşından sonra büyümeye başladı. Kanserle mücadele etmek için her hangi bir prosedüre, tedavi kürlerine ve masraflara gerek yok! Bunların hepsi, sömürgecilerin ceplerini doldurmak içindir, çünkü kanser tedavisi uzun zaman önce bulunmuştur. Kanser sadece B17 vitaminin eksikliği olduğundan, her gün 15-20 kayısı çekirdeği tüketmemiz yeterli olur. Buğday filizi (tomurcukları) yiyin. Buğday filizi müthiş bir kanser ilacıdır. Bu, tüm kanser önleyici maddelerin en güçlüsü olan sıvı oksijenin ve laetril’in en iyi kaynağıdır. Bu madde, B 17 vitaminin (amigdalin’in) özüdür ve elma çekirdeklerinde bulunur. “Kanserin Ölümü” adlı kitabında Doktor Harold Manner, letril’in etkisinin kanser tedavisinde  % 90’ın üzerinde olduğunu yazmıştır!*

Amygdalin (B 17 Vitaminin) kaynakları

Tohum veya meyve tohumları doğadaki B 17 vitamininin konsantrasyon halidir. Bu, elma, kayısı, şeftali, armut ve kuru erik çekirdeklerini kapsıyor.  Fasulye filizi, mercimek filizi, lima fasülyesi ve bezelye gibi baklagiller ve tahıllar. Acı badem (doğada en zengin B 17 vitamini kaynağı) ve Hint bademi. Her türlü dut, yabanmersini, ahududu ve çilek. Susam ve keten tohumu.  Yulaf, arpa, kahverengi pirinç, buğday, darı, keten ve çavdar. Bu Vitamin ayrıca mayada, ham pirinçte ve balkabağında bulunur.

Kanser karşıtı ürünlerin listesi

Kayısılar (çekirdekler). Diğer meyvelerin çekirdekleri / tohumları: Elma. Vişne. Şeftali. Kültür eriği. Erik. Armut. Lima fasulyesi. Bulaşık deterjanın ve sıvı sabunun parçacıklarının vücuda girmesi, kanserin başlamasının ana nedenidir.* Bulaşıkları ne kadar iyi durulasanız durulayın, ufak bir deterjan parçası bulaşıkların üzerinde kalır ve vücudunuza girer. Bu zararlı maddeleri tamamen hayatınızdan çıkartmak istemiyorsanız, bunun da basit bir çözümü var. Bulaşık deterjanını (ve sıvı sabunu) sirke ile 50: 50 oranında karıştırın. İşte bu kadar! Artık asla kansere yakalanmayacaksınız! Dondurulmuş limonlar - kansere çaredir Bunu bilmiyor muydunuz? Restoranlar ve kafelerdeki birçok uzman, tüm limonları kullanır veya tüketir ve hiçbir şeyi boşa harcamazlar.* Bütün limonu israf etmeden nasıl mı kullanabiliriz? Son derece basit! Yıkanmış limonu buzdolabınızın dondurucusuna koyun. Limon dondurulduktan sonra rendeyi alın, tüm limonu rendeleyin (kabuğunu soymadan) ve yemeklerin üzerine serpin. Limonu sebze salatalarına, dondurmaya, çorbalara, pilav ve bulgura, makarnaya, spagettiye, pirince, suşiye, balık yemeklerine vs… katın. Bu liste sonsuza kadar devam edebilir. Tüm yemekler beklenmedik bir şekilde, daha önce hiç tatmadığınız lezzetli bir tada sahip olacak. Genellikle limon denince, sadece limon suyu ve C vitamini akla geliyor.  Şimdi Limonun Sırrını öğrendiğinize göre, limonu, bir bardak hazır erişte çorbasında bile kullanabilirsiniz. Kabuğu atmayı önlemenin ve yemeklere yeni bir lezzet katmanın haricinde bütün limon kullanmanın temel avantajı nedir? Limon kabuğu limon suyundan 5-10 kat daha fazla vitamin içerir. Ve siz genellikle kabuğu atıyorsunuz. Ancak şimdi, basit bir şekilde tüm limonun dondurulması ve ardından yemeklerin üzerine serpilmesi işleminin ardından tüm bu besin maddelerini tüketebilir ve daha sağlıklı olabilirsiniz. Limon kabuğu, vücuttaki toksik elementlerin yok edilmesinde güçlü bir indirgeyici ajandır. Yıkanan limonu dondurucuya koyun ve ardından her gün yemeklerin üzerine rendeleyin. Bu, yiyeceklerinizi daha lezzetli, hayatınızı daha sağlıklı ve daha uzun hale getirmenin anahtarıdır! Bu Limonun muhteşem Sırrıdır! Limon (Citrus), kanser hücrelerini öldüren harika bir üründür. Ayrıca kemoterapiden 10.000 kat daha güçlüdür. Böylece, limon kabuğunun hoş aromasının yanı sıra, limon suyundan 10 kat daha fazla vitamin içerdiği ve vücuttaki toksik elementlerle savaşmaya yardımcı olduğu ortaya çıkmıştır. Fakat en önemlisi, limon kanser hücrelerini öldürmektedir. Neden biz bunu bilmiyoruz? Çünkü büyük şirketler, onlara inanılmaz karlar getiren sentetik analogların üretimi ile ilgileniyorlar. Gelirlerini tehlikeye atmamak için, limonun mucizevi özelliklerini gizli tutuyorlar. Limon ağacının bileşenleri, kanser hücrelerinin büyümesini yavaşlatmak için yaygın olarak kemoterapide kullanılan Adriamycin’den 10.000 kez üstündür. Ve en önemlisi, limon özü ile yapılan terapi sadece kötü huylu hücreleri yok eder. Yan etkisi olmadığı için limonları dondurun, rendeleyin ve sağlık için tüketin! Bu bilgilerin kaynağı heyecan vericidir. Bu bilgiyi, 1970’ten bu yana 20’den fazla laboratuvar testinin yapıldığını ve basit limonun, kolon, meme, prostat, akciğer ve pankreas kanseri gibi 12 türdeki kanser hücresini öldürdüğünü söyleyen, dünyanın en büyük ilaç üreticilerinden biri verdi… Ve daha da şaşırtıcı olan, limon özü ile yapılan tedavi türü, yalnızca malign kanser hücrelerini yok eder ve sağlıklı hücreleri etkilemez.   Haber Yazı: Halil İbrahim Kambak
Reklam Alanı (İçerik Sonrası) Bu alana reklam ver

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.