Reklam Alanı (Gövde Üst Reklam) Bu alana reklam ver

Fırıncılardan Bakkallara Jet Cevap

MÜFİT ONBAŞI tarafından
08 Aralık, 2012 12:42 tarihinde yayınlandı /Güncelleme: 22.03.2024 12:07
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0
Reklam Alanı (İçerik Öncesi) Bu alana reklam ver

-Çubuklu Fırıncılar Ekmek Büfelerinin Sayısını Artıracak Çubuk ilçesinde faaliyette bulunan ekmek fırınlarının temsilcisi Ömer Araz, ilçedeki bakkalların ondalık fiyatlarını artırmak istemeleri üzerine yaşanan gerginliğe tepki gösterirken, önümüzdeki süreçte ekmek büfelerinin sayısını artıracaklarını söyledi. -Bakkal ve Marketler Suya Sabuna Dokunmadan Yüzde 30 Kar İstiyorlar Çubuk Bakkallar Odası Başkanı Sadık Karabal’ın yerel bir internet sitesine verdiği açıklamanın gerçekleri yansıtmadığını iddia eden Ömer Araz, bakkal ve marketlerin resmi ondalık oranlarının çok üzerinde kar istemeleri üzerine anlaşmazlıklarını yaşandığını kaydederek, şunları söyledi: ’’Bazı market ve bakkallar ondalık oranını, yani kar oranlarının artırılmasını istediler. Bizde artan maliyetlerin fırıncıları zaten zor duruma soktuğunu söyleyerek, ondalıkların artırılmasının ekmeğe yapılacak yeni bir zam demek olacağını belirterek, bu taleplerini geri çevirdik. Marketler resmi olarak yüzde 10 olan ondalığın, yani kar oranının yüzde 30 gibi çok yüksek bir orana çıkarılmasını bizden talep ettiler. Üretim noktasında olan biz fırınların kar oranları bu gün yüzde 10 bile değildir, biz nasıl marketlere bu kadar yüksek oranda kar verebiliriz. Bir markete araçlarımızla günde 4 kez gidiyoruz, ekmekleri götürüp dolaplarına diziyoruz ve hiçbir şeye ellerine sürmeden yüzde 30’a varan kar oranı istiyorlar. Bu taleplerinde ısrar ederlerse biz de bu gün 40 olan ekmek büfesi sayımızı en kısa zamanda 80’e çıkaracağız. Bunun içinde gerekli çalışmalarımıza başladık.’’ -Borcunu Ödemeyen Markete Elbette Ekmek Verilmez Bir fırının ekmek verdiği bakkala başka fırının ekmek vermediği konusunda eleştirildiklerini de değinen Araz, ’’Böyle bir şey yok. Ancak bir fırından ekmek alan bir bakkal veya market, ekmek aldığı fırına yüksek oranda borç yapıyor ve bu borcunu ödemeden bu seferde başka bir fırından ekmek almak istiyor. Biz sadece ilçedeki fırıncılar olarak buna müsaade etmiyoruz’’ diye konuştu. -Bazı Marketler Nerede Üretildiği Belli Olmayan Ekmekleri Satıyorlar Bazı marketlerin insanların sağlığını hiçe sayarak merdiven altı fırınlardan ekmek alarak satmaya kalkıştığını iddia eden Araz, ’’Bazı marketlerin nerede üretildiği belli olmayan, bizim tabirimizle merdiven altı üretim yapılan imalathanelerden, ekmek alarak sattıklarını tespit ettik. Elbette herkes istediği yerden ekmeğini alarak satabilir. Ancak sattığı ekmeğin Türk Gıda Kodeksine uygun üretim izin belgesinin ekmek sattığı yerde bulundurulması gerekiyor. Buldurmayanlar hakkında da devletin resmi organları gerekli cezai müeyyideleri uygulamakla yükümlüdür. Elbette bizde bu noktada gerekli ihbarları yapacağız’’ dedi. -Resmi Ekmek Fiyatı 0,85 Kuruş Ankara Ticaret Odasının belirlediği ekmek fiyatının 0,85 kuruş olduğunu kaydeden Araz, ilçede bu fiyatın altında ekmek sattıklarını ifade ederek, ’’Biz önce müşterilerimizi yani halkı düşünmemiz gerekiyor. Bu gün ilçemizde Halk Ekmek Büfelerinde 0,50 Kuruşa ekmek satılıyor ve 0,10 Kuruşa poşet veriyorlar. Böylece bir ekmeğin fiyatı 0,60 kuruşa gelmiş oluyor. Bizde büfelerimizde bir ekmeği 0,60 kuruşa satıyoruz. Marketlerde de resmi fiyatın altında 0,70 kuruşa ekmek satıyoruz. Biz körü körüne rekabet ederek ekmeğin fiyatını düşürmek yerine, kaliteli ve hijyenik ekmek üreterek gerçek fiyatında ekmek satmak istiyoruz’’ şeklinde konuştu. -Fırınların Sıkı Denetimine Teşekkür Fırınların çok sıklıkla hem Belediye Sağlık ve Zabıta ekipleri, hem de Tarım İlçe Gıda Kontrol ekipleri tarafından denetimlerden geçtiklerinin altını çizen Araz, ’’Elbette bu denetimler hem bizim hem de halkımız için çok önemlidir. Halkımız gönül rahatlığı ile ekmeklerini yiyebiliyor. Biz bu denetimlerden dolayı hem belediye ekiplerimize hem de tarım ilçe ekiplerimize çok teşekkür ediyoruz. Ayrıca fırınlarımızda doğalgaz kullanmamız noktasında bize destek olan Belediye Başkanımız Sayın Lokman Özden beye çok teşekkür ederiz’’ dedi. -Büyük Alışveriş Merkezi Açacaklar Bakkalların bir araya gelerek büyük alışveriş merkezi kurmalarını isteyen Araz, kendilerinde bu noktada 4 fırın biraya gelerek büyük bir alışveriş merkezi kurmayı hedeflediklerini söyledi.

Reklam Alanı (İçerik Sonrası) Bu alana reklam ver

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Kanser nezle gibi tedavi edilebilecek

blank
MÜFİT ONBAŞI tarafından
14 Aralık, 2025 11:48 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 0
Reklam Alanı (İçerik Öncesi) Bu alana reklam ver

Dünyada kanser olarak bilinen hastalık, 2018 yılında Amerika ve Japonya’dan iki bilim adamı, “immüno-onkoloji” olarak adlandırılan yeni bir onkoloji tedavi yöntemi için tıpta Nobel Ödülü alması ile bambaşka bir yöne çevrildi.

Çok tehlikeli ve korkunç olarak bilenen kanser, yakın zamanda evde nezle gibi tedavi edilebilir

Bir zamanlar tedavi edilemeyen ve birçok kişinin korkunç acılar içinde ölümüne sebep olan iskorbüt hastalığı tedavi edilemiyor ve her hangi bir ilacı yoktu. Ancak daha sonra bu hastalığa C vitamini eksikliğinin yol açtığı ortaya çıkmıştı. Bugün iskorbüt hastalığına hiç kimse yakalanmıyor. Öyle görünüyor ki, korkunç ve ölümcül bir hastalık olan “kanseri” de aynı kader bekliyor. Bunun nedeni, işlenmiş gıdaların kullanımı ve vitamin eksikliğidir. İnsanların bunu önceden bildiği, fakat kar etme tutkusundan dolayı sessiz kaldığı düşünülünce dehşete kapılmamak mümkün değil. Bugün aldığım bilgiye karşı farklı tutum gösterilebilir, ancak ben sadece sizinle paylaşmak istedim, unutmayın; “Kanser” denen bir hastalık yoktur. Kanser, sadece B17 vitamini eksikliğinden başka bir şey değildir. Ağır yan etkileri olan kemoterapi, ilaç tedavisi ve ameliyatı kabul etmeyin! Eski zamanlarda denizcilerin iskorbüt hastalığından müzdarip olduklarını hatırlayın, birçok kişi bu hastalıktan ölüyordu! Bazı kişiler de bundan sürekli kazanç elde ediyordu. Daha sonra ise iskorbütün sadece C vitamini eksikliğinden kaynaklandığını ortaya çıktı. Yani bu bir hastalık değildi! Kanser de aynı şey. Sömürgeciler ve insanlığın düşmanları tam bir kanser endüstrisi inşa ettiler ve çok büyük paralar kazanıyorlar.

Kanserin önlenmesi ve tedavisi hakkında bilmemiz gerekenler

Onkoloji endüstrisi II. Dünya Savaşından sonra büyümeye başladı. Kanserle mücadele etmek için her hangi bir prosedüre, tedavi kürlerine ve masraflara gerek yok! Bunların hepsi, sömürgecilerin ceplerini doldurmak içindir, çünkü kanser tedavisi uzun zaman önce bulunmuştur. Kanser sadece B17 vitaminin eksikliği olduğundan, her gün 15-20 kayısı çekirdeği tüketmemiz yeterli olur. Buğday filizi (tomurcukları) yiyin. Buğday filizi müthiş bir kanser ilacıdır. Bu, tüm kanser önleyici maddelerin en güçlüsü olan sıvı oksijenin ve laetril’in en iyi kaynağıdır. Bu madde, B 17 vitaminin (amigdalin’in) özüdür ve elma çekirdeklerinde bulunur. “Kanserin Ölümü” adlı kitabında Doktor Harold Manner, letril’in etkisinin kanser tedavisinde  % 90’ın üzerinde olduğunu yazmıştır!*

Amygdalin (B 17 Vitaminin) kaynakları

Tohum veya meyve tohumları doğadaki B 17 vitamininin konsantrasyon halidir. Bu, elma, kayısı, şeftali, armut ve kuru erik çekirdeklerini kapsıyor.  Fasulye filizi, mercimek filizi, lima fasülyesi ve bezelye gibi baklagiller ve tahıllar. Acı badem (doğada en zengin B 17 vitamini kaynağı) ve Hint bademi. Her türlü dut, yabanmersini, ahududu ve çilek. Susam ve keten tohumu.  Yulaf, arpa, kahverengi pirinç, buğday, darı, keten ve çavdar. Bu Vitamin ayrıca mayada, ham pirinçte ve balkabağında bulunur.

Kanser karşıtı ürünlerin listesi

Kayısılar (çekirdekler). Diğer meyvelerin çekirdekleri / tohumları: Elma. Vişne. Şeftali. Kültür eriği. Erik. Armut. Lima fasulyesi. Bulaşık deterjanın ve sıvı sabunun parçacıklarının vücuda girmesi, kanserin başlamasının ana nedenidir.* Bulaşıkları ne kadar iyi durulasanız durulayın, ufak bir deterjan parçası bulaşıkların üzerinde kalır ve vücudunuza girer. Bu zararlı maddeleri tamamen hayatınızdan çıkartmak istemiyorsanız, bunun da basit bir çözümü var. Bulaşık deterjanını (ve sıvı sabunu) sirke ile 50: 50 oranında karıştırın. İşte bu kadar! Artık asla kansere yakalanmayacaksınız! Dondurulmuş limonlar - kansere çaredir Bunu bilmiyor muydunuz? Restoranlar ve kafelerdeki birçok uzman, tüm limonları kullanır veya tüketir ve hiçbir şeyi boşa harcamazlar.* Bütün limonu israf etmeden nasıl mı kullanabiliriz? Son derece basit! Yıkanmış limonu buzdolabınızın dondurucusuna koyun. Limon dondurulduktan sonra rendeyi alın, tüm limonu rendeleyin (kabuğunu soymadan) ve yemeklerin üzerine serpin. Limonu sebze salatalarına, dondurmaya, çorbalara, pilav ve bulgura, makarnaya, spagettiye, pirince, suşiye, balık yemeklerine vs… katın. Bu liste sonsuza kadar devam edebilir. Tüm yemekler beklenmedik bir şekilde, daha önce hiç tatmadığınız lezzetli bir tada sahip olacak. Genellikle limon denince, sadece limon suyu ve C vitamini akla geliyor.  Şimdi Limonun Sırrını öğrendiğinize göre, limonu, bir bardak hazır erişte çorbasında bile kullanabilirsiniz. Kabuğu atmayı önlemenin ve yemeklere yeni bir lezzet katmanın haricinde bütün limon kullanmanın temel avantajı nedir? Limon kabuğu limon suyundan 5-10 kat daha fazla vitamin içerir. Ve siz genellikle kabuğu atıyorsunuz. Ancak şimdi, basit bir şekilde tüm limonun dondurulması ve ardından yemeklerin üzerine serpilmesi işleminin ardından tüm bu besin maddelerini tüketebilir ve daha sağlıklı olabilirsiniz. Limon kabuğu, vücuttaki toksik elementlerin yok edilmesinde güçlü bir indirgeyici ajandır. Yıkanan limonu dondurucuya koyun ve ardından her gün yemeklerin üzerine rendeleyin. Bu, yiyeceklerinizi daha lezzetli, hayatınızı daha sağlıklı ve daha uzun hale getirmenin anahtarıdır! Bu Limonun muhteşem Sırrıdır! Limon (Citrus), kanser hücrelerini öldüren harika bir üründür. Ayrıca kemoterapiden 10.000 kat daha güçlüdür. Böylece, limon kabuğunun hoş aromasının yanı sıra, limon suyundan 10 kat daha fazla vitamin içerdiği ve vücuttaki toksik elementlerle savaşmaya yardımcı olduğu ortaya çıkmıştır. Fakat en önemlisi, limon kanser hücrelerini öldürmektedir. Neden biz bunu bilmiyoruz? Çünkü büyük şirketler, onlara inanılmaz karlar getiren sentetik analogların üretimi ile ilgileniyorlar. Gelirlerini tehlikeye atmamak için, limonun mucizevi özelliklerini gizli tutuyorlar. Limon ağacının bileşenleri, kanser hücrelerinin büyümesini yavaşlatmak için yaygın olarak kemoterapide kullanılan Adriamycin’den 10.000 kez üstündür. Ve en önemlisi, limon özü ile yapılan terapi sadece kötü huylu hücreleri yok eder. Yan etkisi olmadığı için limonları dondurun, rendeleyin ve sağlık için tüketin! Bu bilgilerin kaynağı heyecan vericidir. Bu bilgiyi, 1970’ten bu yana 20’den fazla laboratuvar testinin yapıldığını ve basit limonun, kolon, meme, prostat, akciğer ve pankreas kanseri gibi 12 türdeki kanser hücresini öldürdüğünü söyleyen, dünyanın en büyük ilaç üreticilerinden biri verdi… Ve daha da şaşırtıcı olan, limon özü ile yapılan tedavi türü, yalnızca malign kanser hücrelerini yok eder ve sağlıklı hücreleri etkilemez.   Haber Yazı: Halil İbrahim Kambak
Reklam Alanı (İçerik Sonrası) Bu alana reklam ver

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.